Gören de bu bulaşıkları eski usullerle elde yıkamanın zor bir şey olduğunu sanır. | Open Subtitles | ليس شيئاً صعباً غسل الاطباق باستخدام يديك كالطريقة القديمة |
Birayla yıkamanın saça çok iyi geldiğini öğrendim bu yüzden de bu sabah saçımı biraladım, sonra da sıcak su kesildi. | Open Subtitles | قرأت أن غسل الشعر بالبيرة جيّد لشعرك, لذا.. اكتشفت ذلك عند الاستحمام هذا الصباح، وبفعل الماء الحار.. |
Eskiden tuvaletten sonra elini yıkamanın olduğu gibi. | Open Subtitles | مثلما كان غسل الأيدي بعد التبوّل ذات يومٍ |
- Oto yıkamanın arkasındaki çöpten buldum. | Open Subtitles | وجدتُه في القمامة خلف محلٍّ لغسيل السيّارات. |
Oynadıkları oyunlar ile insanların beynini yıkamanın bir yolunu buldular. | Open Subtitles | لقد غكتشفوا طريقة لغسيل مخ الناس الذين يلعبون لعبتهم |
Ve Amerika'daki kliniklerine geri döndüklerinde, ameliyattan önce ve sonra ellerini yıkamanın çok önemli olduğunu öğrendiklerini söylediler. Oldukça basit bir şey. | TED | و عندما رجعوا الى عيادتهم في امريكا قالوا انهم تَعَلّموا ان أهمية غسل اليدين قبل الجراحة كأهمية غسلها بعد الجراحة شئ في غاية البساطة |
El yıkamanın ineklere göre olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأمر غسل يديك عندما تتصافح مع الأغبياء! |
Köpeği yıkamanın bir yolu da bu tabii. | Open Subtitles | حسنًا، تلك أحد طرق إعطاء غسل للكلب |
Beyin yıkamanın olayı şu. | Open Subtitles | إليكم الحقيقة عن غسل الدماغ |