"yıkanmış" - Translation from Turkish to Arabic

• غسل
• غسيل
• مغسول
• المغسولة
• مغسولة
• غُسل
• غسلها
• غُسلت
• غسله
• لغسيل
• لغسل
• غسلوا

yıkanmış bir kaseye dondurma koymak benim için hiç sorun değil.
لا مانع لدي يجري في الجليد غسل الحاويات الصناعة.

Beyni yıkanmış gibi.
تبدو وكأنها قامت بعملية غسل دماغ أو شئ كهذا.

Baba, beynin yıkanmış olmasın?
أبتاه، أتعتقد أنه حدث لك عملية غسيل دماغ؟

Öteki tarafa çıktığında yolu görürsün. Yeni yıkanmış bir kurdele gibi beyaz ve dar ta aşağılara kadar döne kıvrıla gider.
ويمكن أن ترى الطريق أبيض مثل شريط مغسول نظيف

Yeni yıkanmış mendil gibi, yepyeni bir araba gibi.
إنها رائحة كرائحة المناديل الكتانية المغسولة حديثا مثل رائحة سيارة جديدة.

Beyni yıkanmış insanlar, ve onlar ölmeyi hak etmiyor.
لكن ثمّة أبرياء هنا مغسولة أدمغتهم ولا يستحقّون الموت.

Sanki bir tarikat tarafından beyni yıkanmış gibi.
كما لو غُسل دماغه من قبل طائفةٍ مذهبيّةٍ.

Yüzünüz pırı pırıI derim; Taze çiğle yıkanmış sabah güIü sanki.
انا اقول انها تبدو واضحة كما الورود صباح اليوم حديثا مع غسلها الندى.

Sadece kıskanıyorsun, çünkü beynin... seksin günah olduğuna inanan bağnaz pislikler tarafından yıkanmış.
أنتى فقط غيورة لأنه تم غسل عقلك بواسطة بعض المتسكعون الحمقي الذين يؤمنون بأن الجنس خطيئة.

Adamlar, öğrenci vizesiyle buraya gelmiş ve beyinleri yıkanmış radikaller değil.
هذه ليست عمليّة غسل لدماغ أطفال متطرّفين بتأشيرة طالب

Ambikapur insanlarının beyni sözde aktivistler tarafından yıkanmış.
لقد تم غسل عقول شعب أمبيكابور بواسطة هؤلاء الأشخاص المسمون بـ النشطاء

Tamam, beynim yıkanmış çünkü ben anlamsızlık ve varolmamadan başka bir şeye inanmanın olumlu olduğunu düşünüyorum, tamam mı?
حسناً، أجري لي غسيل مخ لأنه تصادف اعتقادي أن الإيمان بشيء غير العدم و الهراء شيء إيجابي؟

Kanamadan elde edilen kanıtlar olmadan hayır ve bu kalıntılar endüstriyel ağartım devrinde yıkanmış.
لا يوجد دون دليل من اللطخات النزيفية وهذه البقايا مرت في دورة غسيل مع منظفاتٍ صناعية قوية

Bu doğru. Biriniz veya ikinizin de beyinleri yıkanmış olabilirdi,
هذا صحيح حتي لو انتهي الامر بوقوع احدكما في عمليه غسيل المخ

Şampanya içiyor ve deniz mahsulü yiyor, saçı yıkanmış, dudakları kırmızı ve dişleri beyaz.
لقد شربت شامبانيا .. وأكلت أطعمة بحرية وشعرها مغسول وشفتيها باللون الأحمر

Onlar devşirme ajanlar. Eğitimli. Beyinleri yıkanmış.
إنهم عملاء نائمون، مدربون و مغسول دماغهم.

Yeni yıkanmış kayın yapraklarını yeni yıkanmış örümcek ağlarını ve yeni yıkanmış asumanı!
تلك الأوراق النباتية المغسولة حديثاً و نسيج العنكبوت المغسول حديثاً و السماء المغسولة حديثاً.

O, evinde onun dediklerini yapmaya istekli beyni yıkanmış zombilerle yaşayan deli bir narsist.
إنه نرجسي واهم في بيت ملئ بالأموات الأحياء المغسولة أدمغتهم يقومون بما يدعو له.

Ama annem dışarıda beyni yıkanmış bir şekilde kalacak.
ولكن والدتنا ما زالت في الخارج مغسولة الدماغ

İncil, dinden dönenleri, yıkanmış sonra da çamurda debelenmeye bırakılmış bir tohum olarak tarif eder.
يصف الكتاب المقدس المرتد بالبذر الذي غُسل ثم غمس في الطين.

Kahve ve yanık buğday renklerinin arasında şampuan ve duş jeli bir arada bir ürünle alelacele yıkanmış gibi duruyor.
تم غسلها بعجالة بشامبو الشعر وغسول الجسد

Bu yayınlar; partinin beyinleri yıkanmış, Stalin'in hiç hata yapmayacağını, yaptığı her şeyin kusursuz olduğuna, onun Tanrı olduğuna inandırılmış ve buna inananlar için yapılmıştı.
الخطاب كان موجه لأتباع الحزب ممن غُسلت أدمغتهم الذين سيقوا للإعتقاد أنّ ستالين إلهًا وقد اعتقدوا أنه معصوم عن الخطأ

Yeni yıkanmış bir bardak, birkaç nane şekeri ve göz damlası.
الكأس الذي تم غسله مؤخراً , منعش نفس الفم قطرة العين

Senin bu tv de çıkan bütün o kulübe... ..reklamlarıyla beynin yıkanmış.
لقد تعرّضت لغسيل دماغ، من قِبل كل الاعلانات التلفزيونية عن بيوت الكلاب.

Yüksek Konsey'in yarısının beyni yıkanmış olabilir.
ربّما تعرض المجلس الأعلى لغسل دماغ

Elbette, beyni yıkanmış olabilir. Geri gönderilmiş olabilir.
بالطبع ممكن يكونوا غسلوا دماغها.و يُمكنُ أَنْ يكون الوضع مقلوبُ.