| Sadece bir yılanla oynayarak daha akıllı olabilirsin. | Open Subtitles | كلمة ثعبان سهلة على أن لا اعتقد سوف تصبح أذكى |
| Beni köpekle ve yılanla yatmaya zorlar. | Open Subtitles | وإلا ستجعلنى انام مع الكلب و ثعبان الذرة |
| Küçük yılanla baş edemiyorsun, onu diğer öğretmenlere yamamaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنك التعامل مع أفعى صغيرة، لذا تحاولين دفعها لمعلمة أخرى. |
| Bir kadının yılanla oynaşmasını izlemekte bir şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيء بشأن مشاهدة المرأة وهي تسيطر على أفعى |
| yılanla aynı seviyeye inmek için yerlerde sürünmek gerekir. | Open Subtitles | حتى تبلغ مستوى الثعبان يجب عليك أن تقوم بالزحف على الأرض |
| Yuvası için çıngıraklı yılanla nasıl mücadele ettiğine bak? | Open Subtitles | أنظر كيف يقاتلون الأفعى المجلجلة من أجل عُشِهِم |
| Farklı tür bir yılanla baglantılı. | Open Subtitles | ولكنها انها مرتبطة إلى نوع مختلف من الثعابين |
| Büyükanne ben tek gözlü yılanla daha önce karşılaşmıştım. | Open Subtitles | جدتي أنا مفتونة بثعبان أعور منذ بعض الوقت |
| Şöyle açıklayabilirim size, bir yılanla bir sansar arasında bir yerdeyim. | Open Subtitles | لإعطائك نقطة مرجعية أنا في مكان ما بين ثعبان ونمس |
| yılanla yatağa girdiğinde ısırılırsan şaşırmayasın. | Open Subtitles | عندما تذهب للنوم مع ثعبان لا تتفاجأ عندما تتعرض للعض |
| İlgini yılanla veya bir sosisliyle çekebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكننى ان اثير اهتمامك اما ب ثعبان او ب سندويتش سجق ؟ |
| Onunla akşam yemeğine çıkmak bir yılanla kutuda sıkışmak gibi. | Open Subtitles | عشاءٌ معها أشبه أن تقع في فخّ مع ثعبان. |
| Yaralı bir yılanla oynuyorsun bir gün dönüp sana saldırabilir. | Open Subtitles | ،أنت تعنّف أفعى مصابة أفعى قد تنقلب وتهاجمك |
| Bir Hintli'yi yılanla korkutmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد حاولتُ أن أخيف رجلاً هندياً بواسطةٍ أفعى |
| Durum hızla yetişkinlerin gençlere bir yılanla nasıl baş edildiğini gösteren açık hava dersine dönüşüyor. | Open Subtitles | يتحوّل الوضع إلى درس حي، حيث يُظهر البالغون للصغار كيف يتعاملون مع أفعى |
| ...kafanızın içinde bir yılanla.. | Open Subtitles | لكنت الآن جالسا هنا مع أفعى فى رأسك |
| Bu arada kayıtlara geçsin, yılanla tavşan, cidden birbiriyle iyi gidiyor. | Open Subtitles | بكل الحال، فقط للسجل الثعبان يتوافق مع الأرنب |
| Sadam ne diye canavar yılanla kafayı bozmuş vaziyette? | Open Subtitles | لماذا صدام مركّز على الثعبان الوحش؟ |
| Bunlar o yılanla o şeytan... | Open Subtitles | . هذه الأفعى والشيطان بالنسبه له واحد |
| Ve sahte yılanla dolu. | Open Subtitles | وملأت مع الثعابين المطاطية. |
| Sahte yılanla beni korkutmak istiyor. | Open Subtitles | تخيفنى بثعبان مزيف. |