Ama benim inancım o ki, zaten yerdeler ve yıldırımlar onları toprağın derinine itiyor. | Open Subtitles | لكني أعتقد أنهم كانوا على الأرض وقد دفعهم البرق لأسفل |
Ama benim inancım o ki, zaten yerdeler ve yıldırımlar onları toprağın derinine itiyor. | Open Subtitles | لكني أعتقد أنهم كانوا على الأرض وقد دفعهم البرق لأسفل |
O halde bu bölgedeki yıldırımlar Teller'ın fark ettiğinden daha kolay anlaşılıyor. | Open Subtitles | ثمّ هذا البرق المحليّ أكثر بكثير متوقّع من الراوي يدرك. |
Topraklama istasyonlarını ayırdığımızda yıldırımlar şehre çapınca, elektriğin gidecek bir yeri yok demektir. | Open Subtitles | عندما يصيب البرق المدينة .. لن يكون للكهرباء اي مكان للذهاب خلاله |
Fırtınalar kopup yıldırımlar çaktığında, bayrağımızı dimdik tutun! | Open Subtitles | ارفعوا الراية عالياً عندما تثور الريح و يضرب الرعد |
Diyelim ki topraklama istasyonlar olmasaydı, yıldırımlar şehre her çarptığında o koridorlar aşırı elektrik yüklenmiş olurdu. | Open Subtitles | فلنفترض عدم وجود المحطات الأرضية في كل مرة يضرب فيها البرق المدينة تصبح هذه الممرات مشحونة بالكهرباء |
yıldırımlar Dünya üzerindeki en muhteşem bazı hava koşullarını meydana getirirler. | Open Subtitles | يصنع البرق إحدى أروع مشاهد الطقس على الأرض |
yıldırımlar ürkütücü ve yok edici görünebilirler ancak, aslında Dünya ve yaşam için verimlidirler. | Open Subtitles | يبدو البرق مخيفًا ومدمّرًا لكنه خصبٌ للحياة على الأرض |
Yani, yıldırımlar azot atomlarını serbest bırakarak Dünya'daki yaşamın hizmetine sunarlar. | Open Subtitles | فيقوم البرق بتحرير ذرّات النيتروجين لمصلحة الحياة على الأرض |
Ancak Satürn için, yıldırımlar tek başına yeterli olmayabilir. | Open Subtitles | لكن بالنسبة لزُحل، قد لا يكون البرق كافيًا وحده |
yıldırımlar ilk yaşamın başlaması için gereken yaratıcı kıvılcımlarını ateşledi. | Open Subtitles | أضاف البرق شرارة الخلق لبدء الحياة الأولى |
yıldırımlar, depremler ve fırtınalardan yıldızların parlamasını sağlayan şeylere kadar. | Open Subtitles | من البرق, الزلازل والعواصف الى مايجعل النجوم مُشعّة |
Her yıl yıldırımlar kavrulan savanları ateşe verir. | Open Subtitles | في كل عام، يوقد البرق السافانا شديدة الجفاف |
Tesla, istasyonun yapım safhasında yıldırımlar üzerine çalışmıştı. | Open Subtitles | خلال فترة الانشاء كان تيسلا يدرس البرق |
Bence bizim anlayışımızın ötesinde bir çok şey var garip fikirlerin hikayeleri ve yıldırımlar gibi. | Open Subtitles | ...أعتقد أن هناك أمورًا تفوق تخيلنا ،مثل البرق... وقصص الخلْق الغريبة |
Fakat yıldırımlar ve şimşeğin tanrısına ne verebilirsin ki? | Open Subtitles | ولكن ماذا لديك من أجل إله البرق والرعد؟ |
yıldırımlar metale çarpıyor. | Open Subtitles | البرق يضرب المعدن فقط فكروا فى ذلك. |
Düşen yıldırımlar yelkenleri yırtıp direkleri paramparça etmiş. | Open Subtitles | مزق البرق أشرعتهن وكسر سواريهن. |
Gökkuşağının içi çok gürültülüydü... sanki içeride yıldırımlar düşüyormuş gibi. | Open Subtitles | لقد كان صوتا عاليا في قوس قزح، كما هو الرعد هناك. |
Ahşap yel değirmenlerini yıldırımlar çarptığında, birçok insan diri diri yanıp, korkunç bir şekilde öldüler. | Open Subtitles | الكثير من الرجال ماتوا ميتة مرعبة دفنوا احياء عندما يضرب الرعد طواحينهم الخشبية |
Barikatlarda ağaçlar devrilmişti ve yıldırımlar ve şimşekler şehrin üstünde alçaktan görünüyordu ve... | Open Subtitles | تم قطع الأشجار على الحواجز، وظهور صواعق وبرق على مستوى .. منخفض فوق البلدة و بدأت |