"yıldırımlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • البرق
        
    • الرعد
        
    • صواعق
        
    Ama benim inancım o ki, zaten yerdeler ve yıldırımlar onları toprağın derinine itiyor. Open Subtitles لكني أعتقد أنهم كانوا على الأرض وقد دفعهم البرق لأسفل
    Ama benim inancım o ki, zaten yerdeler ve yıldırımlar onları toprağın derinine itiyor. Open Subtitles لكني أعتقد أنهم كانوا على الأرض وقد دفعهم البرق لأسفل
    O halde bu bölgedeki yıldırımlar Teller'ın fark ettiğinden daha kolay anlaşılıyor. Open Subtitles ثمّ هذا البرق المحليّ أكثر بكثير متوقّع من الراوي يدرك.
    Topraklama istasyonlarını ayırdığımızda yıldırımlar şehre çapınca, elektriğin gidecek bir yeri yok demektir. Open Subtitles عندما يصيب البرق المدينة .. لن يكون للكهرباء اي مكان للذهاب خلاله
    Fırtınalar kopup yıldırımlar çaktığında, bayrağımızı dimdik tutun! Open Subtitles ارفعوا الراية عالياً عندما تثور الريح و يضرب الرعد
    Diyelim ki topraklama istasyonlar olmasaydı, yıldırımlar şehre her çarptığında o koridorlar aşırı elektrik yüklenmiş olurdu. Open Subtitles فلنفترض عدم وجود المحطات الأرضية في كل مرة يضرب فيها البرق المدينة تصبح هذه الممرات مشحونة بالكهرباء
    yıldırımlar Dünya üzerindeki en muhteşem bazı hava koşullarını meydana getirirler. Open Subtitles يصنع البرق إحدى أروع مشاهد الطقس على الأرض
    yıldırımlar ürkütücü ve yok edici görünebilirler ancak, aslında Dünya ve yaşam için verimlidirler. Open Subtitles يبدو البرق مخيفًا ومدمّرًا لكنه خصبٌ للحياة على الأرض
    Yani, yıldırımlar azot atomlarını serbest bırakarak Dünya'daki yaşamın hizmetine sunarlar. Open Subtitles فيقوم البرق بتحرير ذرّات النيتروجين لمصلحة الحياة على الأرض
    Ancak Satürn için, yıldırımlar tek başına yeterli olmayabilir. Open Subtitles لكن بالنسبة لزُحل، قد لا يكون البرق كافيًا وحده
    yıldırımlar ilk yaşamın başlaması için gereken yaratıcı kıvılcımlarını ateşledi. Open Subtitles أضاف البرق شرارة الخلق لبدء الحياة الأولى
    yıldırımlar, depremler ve fırtınalardan yıldızların parlamasını sağlayan şeylere kadar. Open Subtitles من البرق, الزلازل والعواصف الى مايجعل النجوم مُشعّة
    Her yıl yıldırımlar kavrulan savanları ateşe verir. Open Subtitles في كل عام، يوقد البرق السافانا شديدة الجفاف
    Tesla, istasyonun yapım safhasında yıldırımlar üzerine çalışmıştı. Open Subtitles خلال فترة الانشاء كان تيسلا يدرس البرق
    Bence bizim anlayışımızın ötesinde bir çok şey var garip fikirlerin hikayeleri ve yıldırımlar gibi. Open Subtitles ...أعتقد أن هناك أمورًا تفوق تخيلنا ،مثل البرق... وقصص الخلْق الغريبة
    Fakat yıldırımlar ve şimşeğin tanrısına ne verebilirsin ki? Open Subtitles ولكن ماذا لديك من أجل إله البرق والرعد؟
    yıldırımlar metale çarpıyor. Open Subtitles البرق يضرب المعدن فقط فكروا فى ذلك.
    Düşen yıldırımlar yelkenleri yırtıp direkleri paramparça etmiş. Open Subtitles مزق البرق أشرعتهن وكسر سواريهن.
    Gökkuşağının içi çok gürültülüydü... sanki içeride yıldırımlar düşüyormuş gibi. Open Subtitles لقد كان صوتا عاليا في قوس قزح، كما هو الرعد هناك.
    Ahşap yel değirmenlerini yıldırımlar çarptığında, birçok insan diri diri yanıp, korkunç bir şekilde öldüler. Open Subtitles الكثير من الرجال ماتوا ميتة مرعبة دفنوا احياء عندما يضرب الرعد طواحينهم الخشبية
    Barikatlarda ağaçlar devrilmişti ve yıldırımlar ve şimşekler şehrin üstünde alçaktan görünüyordu ve... Open Subtitles تم قطع الأشجار على الحواجز، وظهور صواعق وبرق على مستوى .. منخفض فوق البلدة و بدأت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more