"yağmur yağıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • إنها تمطر
        
    • انها تمطر
        
    • أنها تمطر
        
    • إنها تُمطر
        
    • السماء تمطر
        
    • إنّها تمطر
        
    • إنّها تُمطر
        
    • المطر ينهمر
        
    • المطر يهطل
        
    • تهطل
        
    • الجو ممطر
        
    • يمطر
        
    • وتمطر
        
    • يُمطرُ
        
    • يغسل بكثّرة
        
    Bu gece Yağmur yağıyor, yani arabanıza bir şey olmaz. Open Subtitles إنها تمطر الليلة لذا سيارتك يجب أن تكون بحالة جيدة
    Adam deli. Şakır şakır Yağmur yağıyor. O ise sevişmek istiyor. Open Subtitles ياله من معتوه, إنها تمطر بغزارة, وهو يريد المضاجعة
    Yağmur yağıyor. Uyuyordum. Gitmek istemiyorum. Open Subtitles إنها تمطر , وأنا كنت نائما لا أريد الذهاب
    Kocam dışarıda bir yerde, Yağmur yağıyor ve ikimiz de içiyoruz. Open Subtitles زوجي بالخارج في بمكان ما انها تمطر وكلانا نتناول الشراب الآن
    Tae Gong Shil, Yağmur yağıyor. Bir yere mi gidiyorsun? Open Subtitles . أنها تمطر الآن يا تاي جونج سيل هل ستذهبين إلي مكان ما ؟
    Anne, Yağmur yağıyor. Open Subtitles أمّي، إنها تُمطر.
    Cep telefonu yasak ve sular seller gibi Yağmur yağıyor olsa bile bu çocuklar teneffüste dışarıya çıkacaklar. Open Subtitles لا الهواتف المحمولة، وأنا لا يهمني إذا كانت السماء تمطر ابرادوودليس، أريد الحصول على هؤلاء الأطفال خارج خلال العطلة.
    Sağlam Yağmur yağıyor. Birkaç saat bekleyebiliriz. Open Subtitles إنها تمطر بغزارة، بوسعنا الانتظار بضع ساعات.
    - Yağmur yağıyor. - Evet, ama o kadar uzun sürmez. Open Subtitles . إنها تمطر . نعم ولكنها سوف تتوقف قريباً-
    - Yağmur yağıyor. Burada indirme beni. Open Subtitles - إنها تمطر يا رجل, ليس بإمكانك ان تتركني هنا الآن
    Yağmur yağıyor ve Riverside Park'ta saha kaygan. Open Subtitles إنها تمطر والحلبة موحلة في ريفر سايد
    Sileceklerim haşat diye Yağmur yağıyor. Open Subtitles إنها تمطر فقط لأن ممسحات السيارة معطلة
    - Ve şimdi Yağmur yağıyor Charlie. - Bunu alamam. Open Subtitles إنها تمطر يا تشارلى لا أستطيع أخذ المال
    Oh, bak, Yağmur yağıyor. Bahçe için iyi birşey, değil mi? Open Subtitles انظروا, انها تمطر هذا جيد للحديقة, أليس كذلك؟
    Yağmur yağıyor sandım, ama kafamı kaldırınca, oradaydı. Open Subtitles كنت اعتقد انها تمطر ولكن عندما نظرت الى الأعلى وجدته
    Kovboy şapkama işeyip sonra da Yağmur yağıyor deme. Open Subtitles هذا كان ما أردته. لا تبصق علي وتخبرني أنها تمطر.
    Gidelim. Yağmur yağıyor. Open Subtitles هيا بنا، إنها تُمطر.
    İki gündür Yağmur yağıyor. Open Subtitles وقد تم السماء تمطر لمدة يومين.
    Yağmur yağıyor, Efendi Cüce ve yağmur bitene kadar yağmaya devam edecek. Open Subtitles ...إنّها تمطر يا سيّدي القزم وستستمر في ذلك إلى أن يتوقّف المطر
    Anne, kırmızı Yağmur yağıyor. Open Subtitles أمّي، إنّها تُمطر لونًا أحمرًا.
    Ekranda beliriyorsun, Yağmur yağıyor. Open Subtitles أنت على الشاشة، المطر ينهمر
    Gün boyunca Yağmur yağıyor, kimse TV seyretmiyor ve Ross ünlü. Open Subtitles المطر يهطل طوال اليوم .. ولا احد ! يشاهد التلفاز ..
    Şansa bak! Ne zaman buluşsak Yağmur yağıyor. Open Subtitles أننا غير محظوظين كلما نكون لوحدنا , تهطل الأمطار
    Yağmur yağıyor ve gidecek yerleri yok. Open Subtitles الجو ممطر بالخارج ليس لديهم مكان ليذهبوا إليه
    Ama hala Yağmur yağıyor. Open Subtitles لكن الجو مازال يمطر
    Her şey kötü görünüyor çünkü karanlık ve Yağmur yağıyor. Open Subtitles لا تقلق الأمور تبدو سيئة فقط هذا لأنها مظلمة وتمطر
    Dışarıda bardaktan boşanırcasına Yağmur yağıyor ve Tanrı'nın bilmediği bir yerde kaldık. Open Subtitles الآن هو يُمطرُ خارج ونحن نَلْصقُ الله يَعْرفُ فقط أين.
    Yağmur yağıyor. Open Subtitles "الماء يغسل بكثّرة"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more