Ve ben yağmur yağacağını bildiğiniz halde, bunu niçin yaptığınızı ve bu ve her şey için niçin para ödediğinizi kendi kendime sormam gerekiyordu. | Open Subtitles | وكنت أسئل نفسي لم فعلت هذا وتكلف نفسك بكل شيء بينما تعلم أنها ستمطر |
Hava için rapor istiyorsun, yağmur yağacağını söylediklerinde sinirlenme. | Open Subtitles | تسأل عن الطقس، فلا تغضب عند معرفة أنها ستمطر. |
Ya hava durumu sunucusu insanları golf sahasından uzakta tutup sadece kendisi oynayabilmek için yağmur yağacağını söylüyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو أن رجل النشرة الجوية... توقع أنها ستمطر لكي يبعد الناس عن ملعب الغولف فقط |
Sıcak olduğunda hava kapanınca hep yağmur yağacağını söylüyorlar. | Open Subtitles | دومًا ما يقولون أن السماء ستمطر عندما يكون الجو حار عندما يتكثف الهواء |
- yağmur yağacağını görüyorum. | Open Subtitles | أرى أن السماء ستمطر |
3:00'te yağmur yağacağını ya da Patterson'ın iki vuruşa, izin vereceğini bilmemle aynı sebepten. | Open Subtitles | ولنفس السبب عرفت بأن السماء ستمطر حوالىالساعةالثالثة... . أو أن (باترسون) مرَّ من خلال إثنان ضاربان لأجل فريق النمور |
yağmur yağacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | حسنا، لا أظن أنها ستمطر |
İçimden bir his bugün yağmur yağacağını söyledi. | Open Subtitles | كنت أشعر أنها ستمطر اليوم |
Bu yağmur yağacağını gösteriyor. | Open Subtitles | ذلك يعني أنها ستمطر |
yağmur yağacağını sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أنها ستمطر. |