Örneğin, mısırı ekerken, çiftçilerin bitki için iki gün yağmura ihtiyacı duyarsınız, daha sonra uygun filizlenmesi için iki haftada bir yağmura ihtiyacınız olur. | TED | مثلًا، لزراعة الذرة، أنت بحاجة ليومين من المطر ليزرع الفلاح ثم تحتاج للمطر مرة كل أسبوعين لينمو المحصول بشكل صحيح |
Afrika hakkında hatırlanacak bir diğer şey de tarımlarının çoğunluğunun yağmura dayanmakta olduğu. | TED | و الشيء الآخر الذي يجب أن نتذكر عن أفريقيا هو أن أكثر زراعتهم تعتمد على المطر. |
Ayrıca, ateşin böyle dağılması ve ulumalar yağmura işaret ediyor. | Open Subtitles | إضافةً لذلك، فالخشب المحترق وعلامات كتلك ستكون علامة مؤكدة سيئة لسقوط المطر |
Kahrolasi İngiltere'de... yağmura bu kadar ihtiyaç duyacağını... hiç düşünmezsin değil mi! | Open Subtitles | لا تتصور أبداً الحاجه للمطر ملحه جداً ولكن ليس فى انجلترا اللعينة |
Orada olmak, şiddetli yağmura ve doluya bağlı olmak, atmosfere bağlı olmayı hissetmek demek. | TED | إن وجودها يعني التواصل مع الأمطار والأمطار الثلجية والشعور بالتواصل مع غلافنا الجوي |
yağmura yakalanacağız diye korkmuştum, fakat hava iyi olacak gibi. | Open Subtitles | كنت أخشى أنه لربما لدينا مطر لكن, يبدو أن كل شيء على ما يرام |
yağmura ve karanlığa rağmen iyi kullanıyordu. | Open Subtitles | بشكل جيد مفاجئ على الرغم من المطر والظلام. |
Mikey, içeride kal. Brand, astımı tutarsa yağmura çıkmasını istemiyorum. | Open Subtitles | ميكي، يبقى في الداخل براند، لدى أخيك الربو، أنا لا أريده أن يخرج في المطر |
Siyah yağmura yakalandı, bomba değildi. | Open Subtitles | لقد كان المطر الأسود الذي أصابها ليست القنبلة |
yağmura rağmen dışarıda bekledik. | Open Subtitles | كان المطر ينهمر بشدة ولكننا كنا ننتظر فى الخارج |
Nasıl bakakalırsınız yağmura | Open Subtitles | كيف تستطيعون البقاء هكذا و التحديق في المطر |
Biraz yağmura aldırmazsan oraya kadar yürüyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا المشي إذا لم تمانعي القليل من المطر |
Gökkuşağını görmek istersen önce yağmura sahip olmalısın | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في قوس قزح ، يجب أن يكون المطر. |
Gökkuşağını görmek istersen önce yağmura sahip olmalısın | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في قوس قزح ، يجب أن يكون المطر. |
Gökkuşağını görmek istersen önce yağmura sahip olmalısın | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في قوس قزح ، يجب أن يكون المطر. |
Rüzgara, yağmura, ülkelerine dua ediyorlar. | Open Subtitles | يدعون لكل رب موجود, يدعون للرياح يدعون للمطر, يدعون للوطن |
yağmura doğru bakarken ağzına su kaçıp boğulan hindimizi anımsatıyor bana. | Open Subtitles | يذكرني بذلك الديك الرومي الذي كان عندنا الذي غرق وهو ينظر للمطر |
Biz sadece yağmura güvenebiliriz. | Open Subtitles | إننا نعرف المشاكل يمكننا الاعتماد فقط على الأمطار |
Ritimlerini artırdıklarında ise, yağmura dönüşürler yavaşça. | Open Subtitles | و بينما هي تتراقص فوقنا تتحول تدريجياً إلى قطرات مطر |
En azından 5 cm, hatta 8 cm yağmura ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج على الاقل من 5 الى 7 سنتمر من الامطار |
Bazen de çiçeklerin açması için yağmura gerek kalmıyor. | Open Subtitles | ليست هناك حاجة للأمطار ليتفتح الزهر |
Neyse akıllarımızı, şehrimizin hararetini söndürecek yağmura odaklayalım. | Open Subtitles | دعونا نوجه أذهاننا نحو التفكير بالمطر لتبريد جبين مدينتنا المحموم |
Ama tohumları bir sonraki yağmura dek yaşıyor. | Open Subtitles | لكن بذورهم حيه, جاهزه ان تعود حيثما هطل المطر, |
Sokakların tozunu alacaksa sağanak yağmura aldırış etmem. | Open Subtitles | أنا لا مانع هطول الامطار لتنظيف الغبار عن الشوارع |