En son yemeğe geldiğinde bana, Yaşça büyük birileriyle birlikte olmakla ilgili sorular sordu. | Open Subtitles | حسناً , إنه فقط في آخر مرة أتت للعشاء كانت تسألني كل تلك الأسئلة حول مواعدة رجل أكبر سناً |
Yaşça büyük, görmüş geçirmiş biri. | Open Subtitles | حسناً، إنه أكبر سناً منهم، وقد رأى العالم بشكل أكبر. |
Yaşça büyük olduğumu biliyorum ama Zack de göründüğünden olgun biri. | Open Subtitles | أعلم بأني أكبر سناً ولكنّ "زاك" أكبر نضجاً مما يبدو |
Dikkatinizin ne kadar iyi olduğu bu çelişkiyi ne kadar hızlı çözdüğünüzü belirler, bu yüzden buradaki gençler büyük olasılıkla oyunculukların zirvesindeler, bizim gibi biraz daha Yaşça büyük olanlardan daha iyiler. | TED | يتحدد قوة تركيزكم بمدى سرعتكم في الإجابة، وبطبيعة الحال الشباب يتفوّقون علينا نحن الأكبر منهم سنًا. |
Belki aranızdaki Yaşça büyük kişiler 1956 yılında Arjantin'de patlak veren çocuk felci salgınını hatırlar. | TED | وربما يتذكر الأشخاص الأكبر سنًا وباء شلل الأطفال الذي تعرضت له الأرجنتين في عام 1956. |
Yaşça büyük. | Open Subtitles | إنها أكبر سناً |
Benim uzmanlığım, zihnimizin siyahiliği ve cinayeti ilişkilendirmeyi nasıl öğrendiğini çalışan ve siyahi çocukların olduklarından Yaşça büyük olduğu yanlış algısını araştıran | TED | إن خبرتي نابعة من كوني عالمًا يدرس كيف تتعلم عقولنا ربط حقيقة أن يكون الشخص أسودًا مع الجريمة وتصور الأطفال السود على أنهم أكبر سنًا مما يبدون عليه في الحقيقة. |