"yaşadığımız bu" - Translation from Turkish to Arabic

    • الذي نعيش
        
    İçinde yaşadığımız bu bölünmüş, siyasi kutuplaşmalı dünya bazen farklılıklarımızı öylesine büyük gösteriyor ki bunu aşılamaz bir şeymiş gibi. TED وهذا العالم المنقسم والمستقطب سياسًا الذي نعيش فيه يؤثر علينا بجعلنا نشعر أن اختلافاتنا واسعة ولا يمكن أن تقهر.
    yaşadığımız bu çağda, normalde akrabalarımız kaybolduğunda onlardan vazgeçerdik. Open Subtitles في هذا العصر الذي نعيش به عادة , نستسلم إذا ضيعنا أقربائنا
    yaşadığımız bu olay bir devrimdir. Open Subtitles ما أدّى إلى حدوث ثورة في الوقت الذي نعيش به
    Milano'ya vardığında içinde yaşadığımız bu cennetten geriye hiçbir şey kalmayacak. Open Subtitles عندما يصل الى ميلان, لن يتبقى شيئا من النعيم الذي نعيش فيه
    İçinde yaşadığımız bu korkunç dünyada tüm gece dışarda kalması ne demek? Open Subtitles هل يعقل ان تبقى خارجا طيلة الليل في هذا العالم المخيف الذي نعيش فيه؟
    Ama yalanlarla yaşadığımız bu dünyaya bir adım daha yaklaşman lazım. Open Subtitles لا اعلم لكن عليك اتخاذ خطوه اقرب للعالم الذي نعيش فيه و فقط اكذبي
    İçinde yaşadığımız bu dünya küçük güzel şeylere çok zor gelir. Open Subtitles العالم الذي نعيش فيه قاس على الأشياء الجميلة.
    Oh, yani, C.A.C.' ye göre, yaşadığımız bu dünya tanrısız olan bir dünya. Open Subtitles إذن بالنسبة للـ(سي إيه سي) العالم الذي نعيش فيه هو عالم بلا رب
    Bayanlar ve baylar, içinde yaşadığımız bu dünya görmesini bilenler için pek çok mucizeyle doludur. Open Subtitles سيّداتي وسادتي، هذا العالم الذي نعيش فيه... مليء بالسحر لأولئك الذي لديهم القدرة لرؤيته
    Pekâlâ, yaşadığımız bu evi satın almama ne dersin? Open Subtitles ماذاعن شراء هذا المنزل الذي نعيش فيه؟
    Şunu anlamalıyız ki, bizim her geçen gün artarak yaşadığımız bu yer, bunu için çekici bir ifademiz var "Siber Uzay" sıfır ve birlerle ifade edilemez, fakat insanların arkasında olduğu bilgiyle ifade edilir. TED يجب أن ندرك أن هذا المكان الذي نعيش فيه بشكلٍ متزايد والذي وصفناه بعبارة "الفضاء الإلكتروني" ليس مُعَرَف بواسطة الأصفار والواحدات ولكن بواسطة المعلومات والناس الذين وراءها.
    İçinde yaşadığımız bu toplum Open Subtitles أنه المجتمع الذي نعيش فيه.
    yaşadığımız bu zamanlar oyun zamanı değil. Open Subtitles rlm; الزمن الذي نعيش به ليس زمن اللهو.
    24 bir anlamda 11 Eylül olayları bağlamında ortaya çıktı ama Jack gerçekten, birçok yönden içinde yaşadığımız bu çok karmaşık dünya için bir günah keçisi ve önemli bir sınav oldu. Open Subtitles تمّ إبتكار (24) في سياق أحداث الحاديعشرمن سبتمبر... لكنّ أصبح (جاك) من عدة نواحٍ مانع الصواعق وإختبار الطبيعة... لهذا العالم المُعقّد الذي نعيش فيه.
    Bugün içinde yaşadığımız bu bilgi çağında, ki belki TED çağı da diyebiliriz, Ülkeler gittikçe yargılanmaya başlıyor diyebilirim. Küresel bir ortak tarafından beslenen internet haberlerinin aralıksız oturumuyla, ekran görüntüleriyle, cep telefonu videolarıyla, mail dedikodularıyla, TED وفي عصر المعلومات الذي نعيش كلنا فيه اليوم، والذي بإمكاننا أن نسميه حقبة تيد "TED"، يمكنني القول أنه يتم تقييم الحكومات بشكل متزايد من قبل الجمهور العالمي الذي يُغذى بسيل متواصل من أخبار الإنترنت، من الصور التلفزيونية، من مقاطع الفيديو على التلفونات الخلوية، من الإشاعات التي ينقلها البريد الإلكتروني،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more