Bu durumda, yaşamın en büyük ödülü: uygun bir çiftleşme partneri. | TED | في هذه الحالة ، أعظم جائزة في الحياة: شريك مناسب للتزاوج. |
Hem, yaşamın en değerli süsü dediğin şeyi istiyorsun hem de korkaklığı kabul ediyorsun. | Open Subtitles | أم أنك تريد نيل ما تعتبره غايتك في الحياة ومع ذلك ترضى بحياة الجبناء .. |
Yeni bir üyeyi gerçek bir inanana dönüştürecek olan değişim tarifiyle ve öğretisi aracılığıyla, yaşamın en büyük sorularına cevaplar sağlayacağını öne sürerler. | TED | تدعي قدرتها على الإجابة عن الأسئلة الأكبر في الحياة من خلال معتقدها، بالإضافة إلى الوصفة الضرورية للتغير لإعادة تشكيل عضو جديد ليصبح مؤمناً بحق. |
Sonra başka videolar da çektim, videolarımın konusu ise Amerika'daki yaşamın en kutuplaştırıcı konusuydu. Ama ne yapayım, ırk konusunda konuşma tarzım buydu. Bu beni dijital bir işaret fişeği haline getirdi. | TED | لذا صوّرت افلام أكثر وموضوعات للفيديوهات الخاصة بى غالباً ماكان عن سبب الخلاف في الحياة ولكن الطريقة التي أوضحت بها المسالة جعلتنى شيئا كالبرق |
Dahası, mükâfat sistemi çalışır, ve son derece enerjik, konsantre, motive ve herşeyi riske etmeye hazır hissedersiniz, yaşamın en büyük ödülünü kazanmak için. | TED | وعلاوة على ذلك ، دائرة المكافأة في الدماغ تعمل، و تشعر بطاقة مكثفة ، وتركيز عميق، دافع شديد واستعداد عالي للمخاطرة بكل شيء للفوز بالجائزة الكبرى في الحياة. |
Jack belki de tarifi çok iyi bir şekilde bulmuş olabilir yaşamın en erken hücre yapısının, fakat yaşam için gerçekten doğru mu, bu hücrelerin bir yaşam mayasına ihtiyacı var -- genler. | Open Subtitles | ربما قد وجد -جاك- الصيغة لشكل الخلية في الحياة المبكرة_ ولكي لتوكن حيّة , تحتاج هذه الخلايا لمقوّم حيوي |