"yaşam için" - Translation from Turkish to Arabic

    • للحياة
        
    • لحياة
        
    • لوجود حياة
        
    • أجل حياة
        
    • من أجل الحياة
        
    • قسوةً للعيش
        
    • مقومات
        
    Eğer çarpışma gerçekleşmeseydi Dünya, karmaşık yaşam için bir yuva olmayabilirdi. Open Subtitles لو لم يحدث الاصطدام، لما كانت الأرض موطناً أبداً للحياة المعقدة.
    Eve, Ben ölü hazırlandılar var Bir sonraki yaşam için. Open Subtitles عد إلى البيت , أنا قد جهزت الموتى للحياة التالية
    Tamam, bu günlük yaşam için biraz fazla olabilir, ama yine de merak ediyorum, peki ya geri kalanımız? TED ونعم، هذا كثير نوعًا ما بالنسبة للحياة اليومية، لكنه جعلني أتساءل: ماذا عن بقيتنا؟
    Bugün mutlu bir yaşam için olan felsefemi sizinle paylaşmak için buradayım. TED لذلك أنا هنا اليوم، لأطلعكم على فلسفتي لحياة سعيدة.
    Güneş'e Mars kadar uzak olsa, yaşam için çok soğuk olurdu. Open Subtitles إن كانت بعيدة عن الشمس، كالمريخ، لكانت باردة جداً لوجود حياة.
    Başarılı bir yaşam için ilk ders: anne-babalarınızı dikkatli seçin. TED الدرس الأول من أجل حياة ناجحة، هو التالي: اختر والديك بعناية فائقة.
    Çünkü yaşam için daha fazla fırsatlar yaratmak için bu gezegenin kapasitesini arttırmamız gerekiyor. TED لأنه يجب علينا أن ننمى من قدرة هذا الكوكب لإيجاد فرص أكثر وأكثر للحياة.
    Uyum içinde, tüm ekosistemin yaptığı bu: yaşam için sürekli daha fazla fırsat yaratmak. TED في أداءهم الموحد، هذا ما تفعله النظم البيئية بمجموعها: إنها توجد فرص أكثر وأكثر للحياة.
    Bu gezegen yıldızından uzak olmayan bir yerde; yani sıcaklığı yaşam için uygun olabilir. TED الكوكب يوجد داخل منطقة لا تبعد كثيرا عن النجم لهذا فالحرارة قد تكون مناسبة للحياة
    Çok sıcak ya da çok soğuk. Bildiğimiz yaşam için ikisi de elverişli değil. TED إمّا النار أو الجليد. بالنسبة للحياة التي نعرفها، لن يكفي كلاهما.
    Uzaylı bir astronom olsaydın Venüs'ün yaşam için oldukça isabetli olacağını düşünürdün. TED لو كنت عالم فلك فضائي، لراهنت أنّ الزهرة صالح للحياة.
    Bu bize Mars'ın yaşam için gerekli olan tüm unsurlara sahip olduğunu gösteriyor. TED حسنًا، يخبرنا هذا أن لدى المريخ كل المقومات اللازمة للحياة.
    Yani, hidrotermal bacalar Dünya'da yaşam için harika bir ikâmet yeri. TED لذلك، فالفوهات الحرمائية هي مقرٌ رائع للحياة على سطح الأرض.
    Gerçek şu ki, Mars bildiğimiz şekliyle yaşam için aşırı kuru kabul ediliyor. TED في الحقيقة، يعتبر المريخ جاف جداً للحياة التي نألفها.
    Konuşmak hep, içimdeki yaşam için yetersiz bir donmuş görüntü gibi hissettirdi. TED كنت أشعر وكأن الكلام دائما عبارة عن إطار مجمد غير كاف للحياة التي بداخلي.
    Jüpiter gibi Satürn de aynı zamanda yaşam için aynı şartlara sahip olabilen uydulara sahip. TED كالمشتري، يمتلك زحل أقمارًا قد تكون فيها الظروف الملائمة للحياة.
    Bu insanlar, düzgün ve elverişli bir yaşam için herkesin ihtiyaç duyduğu yemek, sağlık, eğitim, politik görüş ve evden yoksun. TED ليس لديهم طعام، ولا رعاية صحيّة، ولا تعليم، ولا صوت سياسي، ولا منزل والتي يحتاجها أي شخص لحياة كريمة مناسبة.
    Hızlı iklim değişikliği dalgaları yaşanırdı, karmaşık yaşam için hiç de iyi değil. TED وقد تكون هناك سلاسل تغيرات مناخية سريعة، وهذا ليس جيدًا لحياة معقدة.
    Fakat, bir ülkenin mükemmelliği ve iyi bir yaşam için bu ölçüler, en iyi ölçüler mi? TED لكن، هل هذه الأمور هي أفضل القياسات لعظمة دولة ما، لحياة طيبة العيش؟
    Dünya yaşam için ne çok sıcak, ne de çok soğuk. Open Subtitles ليست الأرض قارسة البرودة أو عاتية الحرارة لوجود حياة
    Elmas bisküvi Elmas bisküvi... sağlıklı bir yaşam için... Open Subtitles بسكويت الماس بسكويت الماس تذوَّقه من أجل حياة خالية من البأس
    İlerideki yaşam için, değil mi? Open Subtitles من أجل الحياة القادمة ، أليس كذلك ؟
    Başka hiçbir yer daha soğuk, rüzgârlı ya da yaşam için bu kadar tehlikeli değildir. Open Subtitles لا مكان أكثر برودةً أو عصفاً أو قسوةً للعيش من هنا
    Öncelikle yaşam için gerekli unsurlara bakmaya karar verdik. TED ما قررنا القيام به هو النظر في مقومات الحياة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more