| Değişmek için, önce yaşam tarzını değiştirmen gerekiyor. | Open Subtitles | لكي تتغير يجب أن تغيّرك أسلوب حياتك أولا |
| Bak, seni tekrar oraya göndersem bile seni ve yaşam tarzını sarsacaklar. | Open Subtitles | أنظر , حتى لو قمت بوضعك على منصة الشهود سيقومون بتشويه سمعتك وتخريب أسلوب حياتك |
| Hayır, ben sadece rahibe olup Kongo'ya taşınmadan önce bu yaşam tarzını bir hafta sonu denemen iyi olur diye düşünüyorum. | Open Subtitles | لا ، أنا أفكر فقط أنه قبل أن تصبحي راهبة وتستقري إلى زائيير عليكِ أن تجربي نمط الحياة هذا لنهاية أسبوع واحدة |
| Tanya ve Willow büyü yapıyor. Cadı yaşam tarzını seçtiler. | Open Subtitles | وويلو ساحرتان ويـتأرجحان مع نمط الحياة السحري |
| Fakat bu yaşam tarzını kucaklarken aldığı riskler, bu özgürlükleri kanıksamış olan birçok erkek akranı tarafından fark edilmedi. | TED | لكنّها خاطرت بتبني أسلوب الحياة هذا فخسرت العديد من نظرائها الرجال، الذين لم يولوا هذه الحُريّات الاهتمام الكافي. |
| Şimdi, bir dünya hayal etmenizi istiyorum, 2050 yılında, tümü Batı gelirlerini, Batı yaşam tarzını arzulayan dokuz milyar nüfuslu bir dünya. | TED | لذا أريدكم أن تتخيلوا عالم، فى 2050، وحوالى تسعة بلايين نسمة، يطمحون كلهم إلى مستويات دخل مثل الغرب، أسلوب حياة مثل الغرب. |
| Bu yeni zenginleşmiş dondurma ve çörekler diyarında çoğu daha hazcı ve sakin bir yaşam tarzını benimsedi. | Open Subtitles | توجهت الغالبية لأسلوب حياة أكثر راحة ولذّة في هذه الأرض الجديدة الغنية بالمثلجات والكعك المحلى. |
| # yaşam tarzını değiştirebilmek # | Open Subtitles | ♪ أن تقلب حياتك رأساً على عقب ♪ |
| Modellik kariyerini bırakacaktı. yaşam tarzını tamamen değiştirecekti. | Open Subtitles | كانت سأمت من مهنتها كانت ساخطه على أسلوب حياتها |
| - Bu da tutumlu olacağız demektir bu yüzden umarım şatafatlı yaşam tarzını dizginlemeyi istiyorsundur. | Open Subtitles | أأمل أنك راغبة في كبح أسلوب حياتك الطنان |
| Sonuç şu ki, yaşam tarzını tamamen değiştirmediğin sürece... | Open Subtitles | المهم انه مالم تعدّل أسلوب حياتك بشدّة |
| Sonuç şu ki, yaşam tarzını tamamen değiştirmediğin sürece... | Open Subtitles | المهم انه مالم تعدّل أسلوب حياتك بشدّة |
| Peki yaşam tarzını nasıl tanımlarsın, Charlie? | Open Subtitles | وكيف لك أن توصف أسلوب حياتك يا تشارلي؟ |
| Gen terapisiyle, yaşam tarzını değiştirmeyle, ağrıyı azaltabiliriz. | Open Subtitles | بالمعالجة الهندسية الوراثية، وتغيير نمط الحياة يمكننا التخفيف منه |
| Uzun saatler boyunca sana işkence yapacağım ve sonra bu yaşam tarzını isteyip istemediğini bana söyleyebilirsin. | Open Subtitles | سوف أعذبك لساعات طويلة قليلة... ثم بعدها تخبرينى... إذا كان هذا هو نمط الحياة التى تفضلينه |
| Bu ülkedeki asilzadeler Dorne'daki emsallerimizle aynı yaşam tarzını benimseyemiyor. | Open Subtitles | النبلاء في بلادي لا يتمتعون بنفس نمط الحياة كما يتمتع نظرائنا في (دورن) |
| Batı, giderek Japon yaşam tarzını etkiliyor. | Open Subtitles | يتزايد تاثير الغرب على أسلوب الحياة الياباني |
| Evet, bu yaşam tarzını anlayabilirim. | Open Subtitles | نعم، أنا أستطيع أن أفهم أسلوب الحياة هذا |
| Mesele kilo vermek değil, yaşam tarzını değiştirmek. | Open Subtitles | إن الأمر ليس بخصوص فقدان الوزن بل بتغير أسلوب الحياة |
| Sanırım orta sınıf yaşam tarzını kabullenmenin zamanı geldi. | Open Subtitles | أعتقد أن الوقت حان لاعتناق أسلوب حياة الطبقة الوسطى |
| Şimdi göründüğü üzere pijama giyiyorum ama son zamanlarda serseri yaşam tarzını benimsedim ve pijama da insanın uyku pantolonudur yani. | Open Subtitles | حسناً، عادتاً ما أرتدي ملابس النوم، لكنني مؤخراً تبنيت أسلوب حياة المشردين و ملابس النوم هي بنطال النوم للإنسان العادي |
| Hepinizin Rock yıldızlarının yaşam tarzını tecrübe edeceğiniz Rock'n Roll Kampı'na hoşgeldiniz. | Open Subtitles | مرحبا بك في مخيم الـ"روك آند رول" الفاخر حيث ستجرب أسلوب حياة الـ"روك آند رول" الكامل |
| Hastanın yaşam tarzını görebilmek adına yardımcı olacaktı. | Open Subtitles | ليس من الضروري معرفة ذلك هذه المعرفة تساعد على رسم صورة أكمل لأسلوب حياة المريض |
| # yaşam tarzını değiştirebilmek # | Open Subtitles | ♪ أن تقلب حياتك رأساً على عقب ♪ |
| Belki de eski yaşam tarzını, | Open Subtitles | لَرُبَّمَا تاجرتْ في أسلوب حياتها القديم |