| Seninki yaşamak ve bir hayat yaratmak için duyulan lanet bir istek. | Open Subtitles | لديكِ رغبة جهنمية للعيش و لخلق حياة |
| Seninki yaşamak ve bir hayat yaratmak için duyulan lanet bir istek. | Open Subtitles | لديكِ رغبة جهنمية للعيش و لخلق حياة |
| Bitkiler yaşamak ve büyümek için fotosentez yaparlar, ve benim için en önemlisi.. | Open Subtitles | تستخدم النباتات التمثيل الضوئي للعيش و النمو، والأهمبالنسبةلي ... |
| Bitki hidrojeni yaşamak ve büyümek için kullanır. | Open Subtitles | يستخدم النبات الهيدروجين للعيش و النمو. |
| yaşamak ve para kazanmak için başka bir yol bilmedi. | TED | لم يعرف أية طريقة أخرى لكسب العيش و صنع المال. |
| Karanlıkta yaşamak ve başka bir dünyada saklanmak neye benzer bilmiyorsun. | Open Subtitles | لا تعرفي ماذا يعني العيش في الظلام والإختباء في عالم آخر |
| Ama İncil ve kültürümü öğrenmek adına içine dalıp, onu yaşamak ve kendimi vermeye karar verdim. | TED | ولكني قررت أن ادرس الانجيل و تراثي عن طريق الغوص فيه ومحاولة العيش تبعاُ له و زج نفسي في طياته |
| Neden bu toplu üretilmiş, adeta ağartılmış şehirlerde her gün yaşamak ve çalışmak isteyesiniz? | TED | لما قد تريدون هذه المدن المنتجة بالجملة، الباهته حيث يتوجب علينا العيش والعمل كل يوم؟ |