"yaşamak zorundasın" - Translation from Turkish to Arabic

    • ملزم أن تعيش
        
    • يجب أن تتعايش مع
        
    • يجب أن تعيش
        
    • عليك أن تتعايش مع
        
    • عليك تحمل
        
    Sense ezilmiş, olgunlaşmamış, bir aptal olarak hiçbir şey değiştirmeyen teorileri aslında hiç umurunda olmayan insanlara anlatarak her gün yaşamak zorundasın. Open Subtitles لكن أنت ملزم أن تعيش كل يوم مقموع، أبله غير ناضج تفتح النظريات المعلبة لأشخاص لا يهتمون
    Sense ezilmiş, olgunlaşmamış, bir aptal olarak hiçbir şey değiştirmeyen teorileri aslında hiç umurunda olmayan insanlara anlatarak her gün yaşamak zorundasın. Open Subtitles لكن أنت ملزم أن تعيش كل يوم مقموع، أبله غير ناضج تفتح النظريات المعلبة لأشخاص لا يهتمون
    Verdiğin kararla yaşamak zorundasın. Open Subtitles لأنك يجب أن تتعايش مع القرارات التي تتخذها
    Bilmediğin şeyle yaşamak zorundasın. Open Subtitles يجب أن تتعايش مع الأمور التي لا تعرفها
    Hayat zor gelse, ölmek istesen de yaşamak zorundasın. Open Subtitles رغم أن الحياة عصيبة للغاية وأنت ترغب فى الموت، يجب أن تعيش.
    Bununla yaşamak zorundasın. Open Subtitles و عليك أن تتعايش مع هذا الأمر.
    Ama bununla yaşamak zorundasın. Open Subtitles لكن سيكون عليك تحمل هذا
    Sense ezilmiş, olgunlaşmamış, bir aptal olarak hiçbir şey değiştirmeyen teorileri aslında hiç umurunda olmayan insanlara anlatarak her gün yaşamak zorundasın. Open Subtitles لكن أنت ملزم أن تعيش كل يوم مقموع، أبله غير ناضج تفتح النظريات المعلبة لأشخاص لا يهتمون
    Sen yaşamı gerçek anlamıyla yaşamak zorundasın! Open Subtitles الآن أنت يجب أن تعيش بمعنى الحياة الحقيقية!
    Bununla yaşamak zorundasın. Open Subtitles يجب أن تعيش معه و حسب
    Geceyi de yaşamak zorundasın. Open Subtitles عليك أن تتعايش مع الليل، لا تنقم عليه
    Bilmediğin şeyle yaşamak zorundasın. Open Subtitles عليك أن تتعايش مع ما لا تعرفه
    Fakat bununla yaşamak zorundasın. Open Subtitles سيكون عليك تحمل هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more