| Gerçekler bazen bir fahişe tokadı gibi acı verebilir, ama bir yalanın içinde yaşamaktan iyidir. | Open Subtitles | و رُبما الحقيقة قد , تجرحك كصفعة قوية و لكنه أفضل من العيش في الكذب |
| Tabi, ne yapsan ormanda yaşamaktan iyidir, değil mi? | Open Subtitles | أجل، أيّ شيء سيكون أفضل من العيش في الأحراج، صحيح؟ |
| Ailemle yaşamaktan iyidir. Buradan başlıyor. | Open Subtitles | إنه أفضل من العيش مع أبوي اللعينين |
| Askeri kışlada yaşamaktan iyidir. | Open Subtitles | أفضل من العيش في ثكنة عسكرية. ? |
| Her şey böyle yaşamaktan iyidir. | Open Subtitles | أي شيء أفضل من العيش هكذا |
| - Bosna'da yaşamaktan iyidir. | Open Subtitles | - أفضل من العيش فى البوسنة . |