| Onun neden sizlerle yaşamamı istediğini hiç anlayamamıştım ama sen benim babamsın. | Open Subtitles | أنا لم افهم أبدا لماذا ارادتني ان أعيش معكما و لكنك أبي |
| Ben sadece bana hayatımı nasıl yaşamamı söylememelerini istiyorum ama onlara onaylamayacakları başka bir şey daha vermek de istemiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا اريدهم ان يقول لي كيف أعيش حياتي ؟ لكني لا أريد إعطائهم اي شيء آخر للرفض اما |
| Hayatım boyunca bu çatı katında yalnız yaşamamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريد أنّ أعيش بمفردي في هذة الشقة لباقي حياتي؟ |
| Hayatımı istediğim gibi yaşamamı ve istediğim hedefleri takip etmemi istedi. | Open Subtitles | أرادت أن أعيش كيف أختار وأن تكون لي حرية متابعة أهدافي |
| Canımın istediği gibi yaşamamı, eğlenmemi seyretmeyi kaldıramıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ لا تتحملين رؤيتي بأن أعيش على طريقتي الخاصة، تكادين تنفجرين, لأن هذا يجذبكي. |
| Bana saygı göstermediğini düşünebilirsin ama burada yaşamamı istiyor. | Open Subtitles | قد تعتقد أنه لا يكرمنى لكنه يريدنى أن أعيش هنا |
| Onun neden sizlerle yaşamamı istediğini hiç anlayamamıştım ama sen benim babamsın. | Open Subtitles | أنا لم افهم أبدا لماذا ارادتني ان أعيش معكما لأنك أبي |
| Siz gerçekten burada yaşamamı istemiyor olmalısınız değil mi? | Open Subtitles | لا بدَّ أنْكم لا تريدونني أن أعيش بجواركم |
| Bu Tim Burton versiyonu banliyoda benim yaşamamı nasıl benden bekleyebilirler? | Open Subtitles | كيف يتوقعاني أني أعيش في نسخة تيم برتن للضواحي؟ |
| Ölümle yüz yüze gelsem bile neşeli ve onurlu bir hayat yaşamamı söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني أن أعيش بسرور وكرامه في مواجهة الموت |
| Bütün bu hayaletler ve göçmen ırgatlarla burada yaşamamı nasıl beklersin? | Open Subtitles | وكيف تتوقع مني أن أعيش هنا؟ مع وجود كل هذه الأرواح والعمال المهاجرين؟ |
| Kendimi topladım onun yaşamamı istediği, kendi yaşayacağı gibi bir hayat yaşamaya başladım. | Open Subtitles | أستعدت نفسي و بدأت أحاول أن أعيش حياتى كما أراد لى كما عاشها هو |
| Tatlım, benden günlerce haftalarca bunlarla yaşamamı bekleyemezsin. | Open Subtitles | أوه عزيزتي ، لا يمكنك ان تتوقعي مني أن أعيش بهذه . يوماً بعد يوم ، أسبوع بعد آخر |
| Bana her günü neredeyse aynı şekilde tekrar yaşamamı söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أن أعيش كل يوم ثانيةً بالضبط كما هو |
| Ne, artık gri bir dünyada yaşamamı mı kastediyorsun? | Open Subtitles | ماذا , أتعنين الآن بما أني أعيش في عالم رمادي اللون ؟ |
| Doğaüstü sığınmacılar kampında solucan gibi yeraltında yaşamamı mı istiyorsun? | Open Subtitles | أتريدني أن أعيش تحت الأرض مثل الدودة في مخيم اللاجئين الخارقين خاصتك؟ |
| Ve hayatımı yaşamamı söyleyen? | Open Subtitles | و تقولي لي دائماً بأنني يجب ان أعيش قليلاً؟ |
| Neden hayallerimin üstünde yaşamamı sağladın? Neden bana yeni bir hayal verdin? | Open Subtitles | لماذا تركتني أعيش أحلامي و أريتني اُخرى جديدة؟ |
| Burada yaşamamı seviyorsun. Başka bir şey seviyor musun? | Open Subtitles | تحبّين أنّي أعيش هنا، أتحبّين شيئًا آخرًا؟ |
| Benim yaşamamı istediği hal tam olarak bu. | Open Subtitles | هذه تحديداً هي الهيئة التي أرادني أن أعيش عليها |
| Bu konuyla alakalı bir problemi yoktu ama benden New York'ta yaşamamı ve aile şirketinde çalışmamı istedi. | Open Subtitles | لم تكن لديه اي مشكلة بشأن هذا ولكنه ارادني ان اعيش في نيويورك واعمل في عمل العائلة |