"yaşayabilirler" - Translation from Turkish to Arabic

    • أن تنجو
        
    • أن يعيشوا
        
    • يستطيعون العيش
        
    Nasıl bir çevrede yaşayabilirler? Open Subtitles ما نوع المستوطن الذي يمكن أن تنجو عليها؟
    Böyle sürüngenler kuraklıkta yaşayabilirler. Zor zamanlar boyunca etkili bir şekilde kış uykusuna yatarlar. Open Subtitles مثل تلك الزواحف يمكنها أن تنجو من مواسم الجفاف بوساطة البيات بشكلٍ فعال خلال أوقات العسرة
    Bitkiler biz olmadan yaşayabilirler. Open Subtitles بإمكان النباتات أن تنجو من دوننا
    Birlikte, insanlar ve Ziyaretçiler barış içinde beraber yaşayabilirler. Open Subtitles و معاً، البشر و الزائرون يمكن أن يعيشوا جنباً إلى جنب بسلام.
    Ancak periler binlerce yıl yaşayabilse de insan eti içinde, yalnızca bir gün yaşayabilirler. Open Subtitles ولكن الجن يمكنهم أن يعيشوا لعدة الآف من السنين وفي الهيئة البشرية يمكنهم فقط العيش ليوم واحد
    Nerede isterlerse orada yaşayabilirler. Open Subtitles وهم يزرعون الرجال. يمكن أن يعيشوا أينما يريدون.
    Yaşlandıklarında huzur evine gitmelerine gerek kalmaz. Bizimle yaşayabilirler. Open Subtitles و أقاربك ليسوا مضطرين إلي المغادرة الي بيوتهم, بل يستطيعون العيش معنا.
    İnsanlar çamur kökenlilerden çok deri değiştirenlerden korkuyor çünkü fark ettirmeden aramızda yaşayabilirler. Open Subtitles الناس تخاف منها اكثر من اي مخلوق طيني لانهم يستطيعون العيش بيننا غير مكشوفين
    aslında adalarında yaşayabilirler ve bir çözüm var. Fakat bunun için büyük bir siyasi irade gerekli. TED كان بالإمكان أن يعيشوا في جزيرتهم وأن يجدوا حلا للمشكلة ، ولكن الأمر يقتضي رغبة سياسية قوية .
    Hor görülmeden nerede yaşayabilirler? Open Subtitles أين يمكن أن يعيشوا بدون أحتقار ؟
    Şey, bir süre benimle yaşayabilirler. Open Subtitles حسناً ,لالطبع يستطيعون العيش معي لفترة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more