"yaşayabilirsin" - Translation from Turkish to Arabic

    • العيش
        
    • تعيشي
        
    • أن تعيش
        
    • عيش
        
    • تحيا
        
    • تعيشى
        
    • وتعيش
        
    • تَعِيشَ
        
    • يمكنك الحياة
        
    • والعيش
        
    • يمكنك ان تعيش
        
    • قد تعيش
        
    • لتعيشي
        
    • بالتأكيد تستطيع
        
    İstediğin kadar orada yaşayabilirsin, fakat satmaya kalkarsan foyan ortaya çıkar. Open Subtitles يمكنكٍ العيش فيها كما تحبين لكن لو أردتي بعيه فستظهر المشاكل
    Ve ne yapacağına karar verene kadar, çalıştığın süre boyunca orada yaşayabilirsin. Open Subtitles ويمكنك العيش هناك بينما تقوم بهذا العمل فقط حتى تقرر خطوتك التالية
    Sen öyle yaşayabilirsin belki ama benim için geçerli değil. Open Subtitles ربما يمكنك العيش كذلك ولكننى لا أستطيع, حسنا؟ أريد دليل
    Lana, yanımda kraliçe gibi yaşayabilirsin ya da diğer çöplerle birlikte atılırsın. Open Subtitles لانا يمكنك أن تعيشي كملكة بالقرب مني أو أن ترمي مع بقية النفايات
    Ve ne yapacağına karar verene kadar çalıştığın süre boyunca orada yaşayabilirsin. Open Subtitles ويمكنك أن تعيش هناك بينما تقوم بالعمل فقط حتى تفهم خطوتك التاليه
    Diyalizle bir 80 90 yıl daha yaşayabilirsin. Open Subtitles ولكن مع غسيل الكلية يمكنك عيش 80 أو 90 سنة أخرى
    İstediklerin olmadan yaşayabilirsin ama ihtiyacın olan şeyler olmadan yaşayamazsın. Open Subtitles تستطيع العيش بدون ان رغبات ولكن لاتستطيع العيش بدون الحاجات
    Ne biçim sevgi bu? Benim başkaları ile gittiğimi düşünerek nasıl yaşayabilirsin? Open Subtitles كيف تستطيع العيش مدركا أنني في الأعلى هناك
    Anne, istediğin sürece yaşayabilirsin. Open Subtitles أمي ، يمكنكِ العيش للمدة التي ترغبين بها
    Hatta istersen kilise yerleşkesinde yaşayabilirsin... ya da burada kalabilirsin. Open Subtitles يمكنني حتى أن أرتب لك مسكناً في الحرم الجامعي إن كنت تود أو بإستطاعتك فقط العيش هنا
    Doğrudan vurulmazsan burada epey yaşayabilirsin. Open Subtitles في حالة القصف المباشر يمكنك العيش لفترة طويلة هنا
    Ama şu an herhangi bir belirti yok. Hastalığın belirtileri çıkmadan yıllarca yaşayabilirsin. Open Subtitles لكن حالياً ، ليس لديكِ اي اعراض ، يمكنك العيش سنوات قبل ظهور أي عرض
    Ve ne yapacağına karar verene kadar işini yaparken orada yaşayabilirsin. Open Subtitles ويمكنك العيش هنا بينما أنت تقوم بالعمل ، حتى تقرر خطوتك التالية
    Bu yalan üstüne yalan saçmalığında sen yaşayabilirsin ama ben yapamıyorum. Open Subtitles هذا لم يعد يطاق ربما يمكنك العيش هكذا، أنا لا
    New York'ta kalabilirsin... ve benimle yaşayabilirsin. Open Subtitles ،تستطيعن البقاء في نيويورك وان تعيشي معي
    İmkansız olduğunu biliyorum ama burada yaşayabilirsin yani benimle ve Kurt'le... Open Subtitles أنظري اعلم بأنها مستحيله و لكن تستطيعي بأن تعيشي هنا معي و كيرت
    Sonra, o somurtkan hayatının geri kalanını huzur içinde yaşayabilirsin. Open Subtitles وبعد ذالك يمكنك أن تعيش بقية حياتك المتجهمة في سلام
    Temiz bir sayfa açma şansı. Nasıl bir hayatın olmasını istiyorsan öyle yaşayabilirsin. Open Subtitles فرصة للبدء من جديد، ربّما عيش حياة أردتِها حقاً
    Kötü şeyler olur ama yine de yaşayabilirsin. Open Subtitles الأمور السيئة تحدث. لكن لا يزال بوسعك أن تحيا.
    Bu yüzükle 40 sene yaşadın, 10 sene daha yaşayabilirsin. Open Subtitles لقد عشتى 40 عاماً بهذا الخاتم يمكنكِ أن تعيشى 10 آخرين به
    İstersen gelip benimle yaşayabilirsin belki. Open Subtitles ربما كنت يمكن أن تأتي وتعيش معي إذا أردت.
    Anlık zevk dolu hayatını daha sonra yaşayabilirsin, işimiz bittiğinde. Open Subtitles أنت يُمْكِنُ أَنْ تَعِيشَ حياتَكَ مِنْ اللحظةِ الإرضاء لاحقاً، بعد نحن نَعْملُ.
    Beyaz bir adamın sana bıraktığı toprakta, tekrar beyaz adamların yanında yaşayabilirsin. Open Subtitles يمكنك الحياة وسط البيض ثانيةً في أرض منحك إياها رجل أبيض
    Şimdi burada kalabilir ve kalede yaşayabilirsin. Open Subtitles أنت تعلم أن بوسعك البقاء هنا والعيش في القلعة
    Orada yaşayabilirsin ve ben de yaşayabilirim. Open Subtitles يمكنك ان تعيش هنا، وأنا أستطيع العيش هناك
    Eğer bugün pes edersen yaşayabilirsin ama o zaman içten içe ölürsün. Open Subtitles أعلم أنك إن استسلمت اليوم قد تعيش لكن كيانك الداخلي سيموت سيتلاشي للأبد
    Düşünüyordum da buraya gelip benimle yaşayabilirsin. Open Subtitles كُنْتُ أُفكّرُ في شيءِ يُمْكِنك أَنْ تأتِ لتعيشي هنا
    yaşayabilirsin. Open Subtitles ‫بالتأكيد تستطيع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more