"yaşayacaklar" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيعيشون
        
    • سيعيش
        
    • سيعيشان
        
    • يعيشان
        
    • يعيشوا
        
    • سيسكنان
        
    • سوف تعيشان
        
    • سوف يعيشون
        
    • سيقيمون في
        
    Dünyanın en iyi sörfçüleri bu evde yaşayacaklar ve bu kızlarla parti yapacaklar. Open Subtitles أفضل راكبين الأمواج حول العالم سيعيشون في هذا المنزل ويحتفلون مع هؤلاء البنات
    Yine de gelecekler, ancak gecekondularda, favelalarda ve kanunsuz yerleşimlerde yaşayacaklar. TED إذْ سيقومون بذلك بأيِّ شكلٍ، لكنّهم سيعيشون في الأحياء الفقيرة وأحياء الصّفيح والبنايات العشوائية.
    Ondan sonra çocuklarımız çok güzel ve mutlu bir dünyada yaşayacaklar. Open Subtitles عندها سيعيش أطفالنا في عالم رائع وسعيد
    Uzun yıllar yaşayacaklar ve onları gömen ben olmayacağım. Open Subtitles سيعيشان لوقت طويل ولن أكون أنا من سأدفنهم
    Bence evlenip sonsuza dek mutlu mesut yaşayacaklar. Open Subtitles أعتقد بأنهما سيتزوجان، ومن ثمّ يعيشان في سعادة أبدية.
    When they got to that one Ompodae, "Peki o zaman nasıl yaşayacaklar?" dedi. Open Subtitles قالت اومبوداي كيف يمكنهم أن يعيشوا إذاً؟
    Monica ve Chandler tekrar beraber yaşayacaklar. Open Subtitles مونيكا و تشاندلر سيسكنان معاً مجدداً
    Düşünüyorum da iki insan evlenince 40-50 yıl beraber yaşayacaklar güzel ve yakışıklı olmalarından daha önemli birşeyler olmalı. Open Subtitles أعذرينى تعرف، شخصان يتزوّجان وهم سيعيشون مع بعض لـ 40 ، 50 سنة
    Bu uzaylılar pekçok Amerikalı'dan daha iyi yaşayacaklar. Open Subtitles هؤلاء الأجانب سيعيشون حياة احسن من اكثر الاميركيين
    Evet, Paramount ile üç film anlaşması yaptılar-Eminim yaşayacaklar. Open Subtitles نعم، حصلوا على صفقات صور ثلاثية في باراماونت أنا متأكد هم سيعيشون.
    Roma kapılarından içeri adım atmaları yasaklanacak ve geriye kalan günlerini kınama altında yaşayacaklar. Open Subtitles سيمنع عليهم الدخول إلى بوابات روما و سيعيشون تحت اللوم لطيلة حياتهم
    Ve bu evde senin kızın yaşayacak ve torunların olduğunda, onlar da bu evde yaşayacaklar. Open Subtitles هذا المنزل ستعيش فيه ابنتك وعندما يكون لديك الأحفاد سيعيشون في هذا المنزل
    Bu hayatta onları bir daha göremeyecek olmamıza rağmen, onlar fedekarlıkları ile yaşayacaklar. Open Subtitles وعلى الرغم من أننا لن نراهم مرة أخرى في هذه الحياة سيعيشون فينا من خلال تضحياتهم
    Bana inananlar, ölseler bile yine de yaşayacaklar. Open Subtitles "هو الذي believeth فيّ، مع بإنّه كانت ميت، رغم ذلك سيعيش.
    Bana inananlar, ölseler bile yine de yaşayacaklar. Open Subtitles "هو الذي believeth فيّ، مع بإنّه كانت ميت، رغم ذلك سيعيش.
    Bana inananlar ölseler bile yine de yaşayacaklar. Open Subtitles "هو الذي believeth فيّ، مع بإنّه كانت ميت، رغم ذلك سيعيش."
    Birlikte mutlu bir şekilde yaşayacaklar. Open Subtitles ‎سيعيشان بسعادة للأبد بعد ذلك. ‏
    Görünüşe göre çocuklar önümüzdeki on beş ay benimle yaşayacaklar ve... Open Subtitles لقد تبين أنهما سيعيشان برفقتي... طيلة الـ15 شهراً المقبلة أو ما لذلك...
    Evet, ama beraber yaşayacaklar! Open Subtitles لكنهما سيظلا يعيشان معاً
    Twi'lekler bir gün daha savaşmak için yaşayacaklar. Open Subtitles التولكيز سوف يعيشوا
    Monica ve Chandler burada yaşayacaklar ve ben de gitmek zorundayım, her şey de değişecek. Open Subtitles (مونيكا) و (تشاندلر) سيسكنان معاً هنا و أنا سأنتقل و كل شيء سيتغير
    Öyleyse sonsuza dek huzur içinde yaşayacaklar. Open Subtitles إذن سوف تعيشان للأبد في سلام
    Ama eğer başarırsak tekrar özgür insanlar olarak yaşayacaklar. Open Subtitles لكن اذا نجحنا سوف يعيشون كشعب حر مرة أخرى
    Anne ile baba farklı evlerde yaşayacaklar ama bu seni sevmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Open Subtitles أمك ووالدك سيقيمون في منزلين مختلفين ولكن هذا لا يعني أننا لم نعد نحبك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more