"yaşlı ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • عجوز و
        
    • كبار في السن
        
    • مسنة و
        
    • كبار السن
        
    • كبير في السن
        
    • وكبار
        
    • وعجوز
        
    • مسناً و
        
    • مع عجوز
        
    • كبيرة في السن
        
    • عجوزا و
        
    • السن و
        
    • انت عجوز
        
    • سنا و
        
    O kadar yaşlı ve çirkinim ki, gündüz seni korkudan öldürebilirdim. Open Subtitles لأني عجوز و قبيحة سأخيفك حتى الموت في ضوء النهار
    Her şey çok çabuk sona erdi ve ben yaşlı ve yalnız hissediyorum. Open Subtitles لقد سارت الأمور بشكل سريع للغاية. و أشعر بإنني عجوز و وحيد.
    Sevgili çocuğum, ben yaşlı ve hasta bir adamım. Open Subtitles يا طفلتى العزيزة ، إننى رجل عجوز و مريض
    Yaşlı evli çiftler, yaşlı ve evli kalmak için her şeyi paylaşır sanırdım. Open Subtitles لقد اعتقدت أن الزوجين العجوزين يتشاركون في كل شئ هكذا يبقون متزوجين و كبار في السن
    Annem yaşlı ve zayıf biri. Gitmesini sağlayamadınız mı? Open Subtitles أمي مسنة و واهنة ألم يمكنكم أن تجعلوها الرحيل؟
    Dürüst olmak gerekirse, yaşlı ve evli bir çift bekliyordum. Open Subtitles يجب أن أكونَ صادقة، كُنتُ أتوقعُ زوجين من كبار السن
    Adam yaşlı ve hasta, daha fazla çelloyla ilgilenemeyecek. Open Subtitles إنه كبير في السن ومريض ولا يستطيع أن يستمر في الاعتناء به.
    Ben onun her zaman can sıkıcı bir yaşlı ve uslanmaz bir sahtekâr olduğunu düşünmüşümdür. Open Subtitles إن آرائى فى ميجور " بولوك " كانت دائماً أنه خنزير عجوز عطب محتال عجوز و شرير
    Görünüşümü kastetmiyorum. Ben yaşlı ve çirkinim. Open Subtitles لا أقصد بالشكل فأنا عجوز و قبيح
    yaşlı ve yorgun olabilirim, ama aslında ne olduğunu öğrenme şansı son derece uzak ve yapılacak en iyi şey bunu düşünmekten vazgeçip, başka işlerle meşgul olmaktır. Open Subtitles لربما أنا عجوز و تعب لكن فرص إكتشاف ما يحدث حقاً بعيده لأن الشىء الوحيد الذى ستفعله هو "أن تقول "تمسك بحس الأمر و أبق نفسك مشغولاً
    Hay kafama! Ne hale geldim! yaşlı ve kalın kafalı biri oldum! Open Subtitles أنا غليظ أنظري إلي، أنا عجوز و غليظ
    Buralarda bir yerlerde olduğuna eminim. yaşlı ve kel herifin tekisin, herkes sana gülüyor. Open Subtitles انت فاشل اصلع عجوز و الكل يسخررمنك
    Böylece yaşlı ve garip biri olduğumu düşünmezler. Open Subtitles لكي لا يعتقد الناس بأنني عجوز و غريب.
    Tabii. Tüm eski sevgililerin yaşlı ve zengin erkekler mi? Open Subtitles وكل أصدقائكِ السابقين كبار في السن وأغنياء؟
    Onlar yaşlı ve evliler ve onlar için çok geç nasılsa. Open Subtitles إنهم كبار في السن ومتزوجين و لقد فات عليهم على كل حال
    Onun yaşlı ve kırılgan olabileceğini düşündüm tıpkı diğer "puma"lar gibi. Open Subtitles إعتقدت أنها ستكون مسنة و ضعيفة مثل أغلب الفهدات
    yaşlı ve sert gözüken bir başka guruba bakınca aklımıza merhamet gelir. Open Subtitles مجموعات صديقة أقل قدرة، مثل كبار السن والعجزة، عادة ما تستدعي الشفقة.
    Babası yaşlı ve kötürümdür. Open Subtitles انه كبير في السن... ومشلول ...بالتأكيد ابي هو
    Her renkteki insanları, göçmenleri, yaşlı ve engelli insanları ya da düşük gelirlileri dinliyor muyuz? TED هل نستمع لآراء ذوي البشرة السوداء والمهاجرين وكبار السن وذوي الاحتياجات الخاصّة أو ذوي الدخل المتدنّي؟
    Sadece yaşlı ve genç basma kalıbına da el atmanın zamanı geldi. TED لقد حان الوقت للتخلص من ثنائية شاب وعجوز أيضًا.
    Dün üzgün, yaşlı ve ölmekte olduğunu söylemiştin. Open Subtitles البارحة كنت تعيساً و مسناً و تحتضر
    Ama onun yerine, üzgün, yaşlı ve ne dediğini üç saniye sonra unutan bir kadınla bir buçuk saat oturdum. Open Subtitles لكن عوضا عن ذلك لقد جلست مع عجوز حزينة لمدة ساعة ونصف و التي نسيت انني موجود بعد 3 ثوان من مغادرتها
    - Onu yok say. - O sadece yaşlı ve üzgün bir fahişe. - Pardon? Open Subtitles هي مجرد عاهرة بائسة كبيرة في السن عفوا ؟
    - yaşlı ve aşırı kıllı mıydı, baba? Open Subtitles هل كانت عجوزا و فظيعة و مشعرة، أبي؟ اه...
    Mükemmeliyetçilik dünyasında yaşlı ve sıradan insanlar çeşitlilik demek. Open Subtitles ذلكيعنيأن في عالممنالتفوق، كبار السن و العاديون يصنفون كبقايا
    yaşlı ve ufaksın. Open Subtitles انت عجوز وصغيرة
    Görünüşe göre, ben aramızdaki en yaşlı ve en bilgeyim. Open Subtitles من الواضح أننى أكبر الجميع سنا و أكثرهم حكمة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more