"yaşlılarla" - Translation from Turkish to Arabic

    • المسنين
        
    • العجائز
        
    • كبار السن
        
    • بكبار السن
        
    • المسنّين
        
    Paranoyaksın, cinsiyet ayrımcısısın ve yaşlılarla dalga geçiyorsun. Open Subtitles لديك جنون العظمة وتستمتع بمضايقة المسنين
    yaşlılarla yaptığın şey güzel bence. Open Subtitles أعتقد أنه لطيف ما تفعلينه مع الرفاق المسنين
    Aynı diğer iyi, yaşlılarla yaşayabilmesi için o yangını büyük anne çıkardı dediğimiz gibi. Open Subtitles مثلما قلنا أنّ الجدة أضرمت ذلك الحريق حتى تعيش مع أولئك المسنين اللطفاء الآخرين.
    Neden bizim zamanımızı bu yaşlılarla harcatıyorsun? Open Subtitles لماذا نضيع وقتنا مع هؤلاء العجائز , على اية حال
    yaşlılarla savaşırken para sorunumuzu asla çözemeyeceğiz. Open Subtitles لن نحل مشاكلنا المالية ابدا اذا بقينا في صراع مع العجائز
    Sizin gibi eli kolu tutmaz yaşlılarla iki lafın belini kırma şansı mı? Open Subtitles فرصه لتبادل القص مع اصدقائك كبار السن لا تتغيب عنا
    Otobüs Peynir Dünyası'nda durduğunda yaşlılarla dolu oluyor. Ve bedava peyniri gördüklerinde, hepsi çıldırıyor. Open Subtitles حافلة مليئة بكبار السن توقفت عند قصر الجبن
    yaşlılarla ilgilenmek katı kalbini yumuşatabilir. Open Subtitles قد تدفئ رعاية المسنّين روحك السوداء
    Saldırı aldığımızda yaşlılarla durmak yerine... askerlere yardım etmeyi tercih ederim. Open Subtitles أفضل مؤازرة الصناديد حين نتعرض لهجوم عوض الاختباء مع المسنين.
    yaşlılarla ilgili bilmeniz gereken bir şey her şeyin gittikçe küçülmesidir. Open Subtitles طبيعة المسنين... أن كل ما حولهم يصغر حجمه...
    Orası yaşlılarla dolu değil mi? Open Subtitles أليس هناك زمره من المسنين هناك؟
    Beni Çarkıfelek izleyeyim ve diğer sevilmemiş yaşlılarla çürüyeyim diye. Open Subtitles تريد أن تشحنني إلى مكان أشاهد فيه "دولاب الحظ". و يسيل لعابي مع المسنين آخرين ينقصهم الحب.
    Zamanımın bir kısmını yaşlılarla geçirdim. Open Subtitles كنت اذهب لأماكن المسنين
    Biz de öyle yaptık, ve her yere gittik, ve yaşlılarla, doktorlarla, hemşirelerle konuştuk, basın toplantıları düzenledik, askerlere gittik, ISAF'la ve NATO'yla görüştük, Birleşik Krallık hükümetiyle görüştük. TED عليك أن تنطلق وتعمل بجد " وفعلنا ذلك وسافرنا في الارجاء تحدثنا الى المسنين وتحدثنا الى الاطباء وتحدثنا الى الممرضات عقدنا مؤتمرات صحفية وخرجنا مع الجنود جلسنا مع حلف شمال الأطلسي كما جلسنا مع حلف الناتو جلسنا مع حكومة المملكة البريطانية المتحدة
    Ben de pastayı eve götürüp yaşlılarla paylaşırım. Open Subtitles وانا سأرجع الكعكة الى البيت واتشاركها مع أصدقائي العجائز
    Bu yaşlılarla yaşamak nasıl? Open Subtitles كيف هو العيش مع هؤلاء العجائز ؟
    Ben gittiğimde, burada sadece yaşlılarla kalacaksın. Open Subtitles عندما أغادر، ستكونين بمفردكِ مع العجائز
    Diğer yaşlılarla takılırsın biraz. Open Subtitles لكي تستطيعي أن تتسكعي مع جميع العجائز
    Hayatım boyunca yaşlılarla çalıştım. Open Subtitles لذا كنت أعمل مع العجائز طيلة حياتي
    Vay. yaşlılarla iyi anlaşıyorsun. Open Subtitles واو أنت رائعة بالتعامل مع كبار السن
    "The Real World" dizisini yaşlılarla çekseler aynı olurdu. Open Subtitles *ان هذا مثل برنامج *العالم الحقيقي إذا فعلوا ذلك مع أشخاص كبار السن ومملين
    Hiç kimse bizim gibi yaşlılarla ilgilenmiyor. Open Subtitles ولكن لا أحد يهتم بكبار السن مثلنا
    Üstü açık bir araba kiralayabilirim sen de yaşlılarla beraber sıcak hakkında dert yanarsın. Open Subtitles {\pos(192,220)}،أستطيع استأجار سيّارة مكشوفة وأنت تشتكين من الحرارة مع المسنّين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more