Ahh, yaşlandım artık, çok yoruldum hurda yığını olmayı bekliyorum. Böyle konuşma. | Open Subtitles | انا امراة عجوز ومتعبه مستعدة للموت وحسب لاتتحدثي هكذا |
Çünkü çok fazlalar. Ve onlarla savaşmak için artık yaşlandım | Open Subtitles | لأن هناك الكثير منهم هنا ولأنى أصبحت عجوز على مواجهتهم بمفردى. |
Ama yaşlandım ve oğlumun da yaşlanmasını istedim o yüzden vazgeçtim. | Open Subtitles | لكنني كبرت و أريد لفتاي أن يكبر لذلك توقفت |
Benim "ilk hayatım" olarak adlandırdığım hayatta... yaklaşık 35 yaşıma kadar yaşlandım... yani sizin gördüğünüz adam. | Open Subtitles | في ما أسميه اول عمر لي كبرت حتي 35 عاماً ما ترونه الآن |
Sanırım oralara girmek için fazlasıyla yaşlandım. | Open Subtitles | أعتقد بأنني أصبحت عجوزاً للقيام بالزحف داخل الكهف |
Kolayca pes etmek istemiyorum. Çünkü artık çok yaşlandım. | Open Subtitles | وسأكون بقربك لفترة طويلة لأني عجوز ينعم بصحة كبيرة، إتفقنا؟ |
Kitaplarım satmaya devam etti ancak piyasayı yeni çocuklar doldurdu ve ben yaşlandım. | Open Subtitles | تواصل كتبي بالبيع, ولكن أطفالي الجدد يلعبون بالأرض وأنا عجوز |
"Bu kadar kısa sürede, nasıl bu kadar çok yaşlandım?" | TED | وكانت تقول: "كيف لي أن أصبح عجوز بهذه السرعة؟" |
Yeni bir iş bulmak için çok yaşlandım. | Open Subtitles | أنا عجوز جداً لأعثر على وظيفة آخرى |
Elbette aptalım ve acı çekiyorum. yaşlandım. | Open Subtitles | بالطبع أشعر بالخدر واتألم فأنا عجوز |
yaşlandım ve oyundan çekileli uzun zaman oldu. | Open Subtitles | أنا عجوز وقد تركت اللعبة منذ وقتٍ طويل |
- yaşlandım ve değiştim. - Beni merak ettiğin için mi geldin? | Open Subtitles | لقد كبرت وتغيرت هل أتيت لرؤية مارتا وهي تموت؟ |
Gördüğünüz gibi, başka bir adamın mutlu karısı olarak, zarafetle yaşlandım. | Open Subtitles | كما ترين، لقد كبرت بشكل جيد كزوجة سعيدة لرجل أخر. |
Onu ben yarattım. yaşlandım ve saygın biri oldum, ama kimseye yük olmadım. | Open Subtitles | كلما كبرت كلما شعرت بتحسّن حول نفسي .. |
Çok komik. 10 yıl yaşlandım. | Open Subtitles | لطيف للغاية ، لقد كبرت عشر سنوات فحسب |
Dedi ki: "Ben yaşlandım ama hala benimle flört ediyorsun" Ben de dedim ki: | Open Subtitles | قالت له: "أصبحتُ عجوزاً بالفعل لكنك لا زلت تغازلني"! |
Şimdi de, keyfini çıkarmak için yaşlandım. | Open Subtitles | والأن أنا كبير جدآ بالسن للإستمتاع بذلك. |
- Çok değişmemişsiniz. - yaşlandım artık. | Open Subtitles | أنت لم تتغير على الإطلاق لقد أصبحت كبيرا جدا |
Ben burnumu ait olmadığı yerlere sokamayacak kadar yaşlandım. | Open Subtitles | أنا مسن و متعب للغاية، لكي أحشر أنفي فيما لا يخصني. |
Deniz gibi hareket eder, ama hep aynıdır. Bırak beni, yaşlandım ben. | Open Subtitles | إنه يتحرك كماء البحر, لكنه لا يتغير أبداً دعني وشأني, إني امرأة مسنة الآن |
Değişmez olur muyum? yaşlandım artık. | Open Subtitles | بالتأكيد تغيرنا نحن الآن قوم كبار في السن |
yaşlandım ben. | Open Subtitles | تفوح منك رائحة العرق قليلا انا عجوزة |
- Bu kadar yaşlandım mı? | Open Subtitles | ـ هل أنّي كهل لهذه الدرجة؟ |
Şey tabii ki çok yaşlandım, o yüzden aynı görünmüyorum. | Open Subtitles | حسنا ، لقد أصبحت كبير السن بالطبع ، لذا فأنا لا أنظر إلى نفسي |
Tekrar başlamak için çok yaşlandım. | Open Subtitles | أنا عجوزا للبدء من جديد. |
yaşlandım, kuvvetsizim, eski gücümü kaybettim. Porthos! | Open Subtitles | انا كبير فى السن ، انا ضعيف لقد ضعفت قواى |
Şimdi yaşlandım. Benim para ödemem gerekirdi. | Open Subtitles | الأن , أنا أكبر سنا , علي أن أدفع. |
yaşlandım mı yoksa bunca yıldan sonra ilaç mı beni değiştirdi bilmiyorum. | Open Subtitles | ولا أعلم إن كان أخذي له طوال هذه السنوات قد غيَّرني. أم أنّي كبرتُ بالسن فحسب. |