Hiç daha uzun süre genç kalmayı ve yaşlanmayı ... durdurmayı istediniz mi? | TED | هل رغبتم يوماً في البقاء شباباً مُدة أطول وتأخير الشيخوخة |
Böylece, bizde yaşlanmayı kontrol eden gen için yola çıktık. | TED | لذلك خططنا للبحث عن جينات تتحكم في الشيخوخة |
Bunun anlamı, bu alıcının normal fonksiyonu ... ... yaşlanmayı hızlandırır. | TED | ذلك يعني أن الوظيفة الطبيعية لمُستقبل الهرمون هو تسريع الشيخوخة |
- yaşlanmayı tersine çeviremezsin. - Ridley bir yolunu bulmuş. | Open Subtitles | أنت لا تستطيع فقط عكس الكبر لقد وجد " ريدلى " طريقة |
Aynı dönemde, bizim kimyager de yaşlanmayı geciktiren buluşu PCO99 için patent başvurusu yapmış. | Open Subtitles | في نفس الوقت تقريبا الذي قم هذا الكيميائي من اجل براءة اختراع لأجل مكافح شيخوخة, اختراع متقدم جدا يدعى بي سي 099 |
İçerideki DNA daha hızlı aşınır, ...ve bu da yaşlanmayı hızlandırır. | Open Subtitles | الحمض النووي بالداخل يتحلل بسرعه وهذا ما يؤدي الي تسريع الشيخوخه |
Ben seninle evlenmeyi, çocuk yapmayı ve seninle yaşlanmayı düşünüyordum. | Open Subtitles | - وأن أشيخ معك - صحيح ! العمل وشراء الهدايا جحيم بالنسبة لك ؟ |
Dördümüz burada kalıp beraber yaşlanmayı. | Open Subtitles | أربعتنا نبقى هنا سوية و نشيخ سوية |
yaşlanmayı hızlandıran ölüm meleği ... ... bir hayvan gibi içimizdedir. | TED | يُشبه ذلك حيواناً في داخله حاصدة شرسة تُسرع الشيخوخة |
Bu insanların hormonlarında ... ... yaşlanmayı etkilerine karşı duyarlı ... ... olduğunu düşündüren ipuçları vardır. | TED | تلك هي مؤشرات تقترح ان البشر سريع التأثر بتأثيرات الهرمونات على الشيخوخة |
Yani yaşlı kan faktörleri yaşlanmayı hızlandırabilir. | TED | وعليه هناك عوامل بالدم المسن تسرع من الشيخوخة. |
Kadınlar yaş ve cinsiyet ayrımcılığından iki yönlü darbe yiyor. Bu nedenle yaşlanmayı daha farklı yaşıyoruz. | TED | تختبر النساء الضربة المزدوجة من التفرقة العمرية والجنسية، لذلك نحن نعاني من الشيخوخة بشكل مختلف. |
O halde, yaşlanmayı durduracak ya da yavaşlatacak hiçbir şey yoksa ben ne yapıyorum ki burada? | TED | إذا لم يكن هناك ما تستطيع القيام به لإبطاء عملية الشيخوخة أو إيقافها، فما هو الشيء الذي أقوم به الآن ؟ |
yaşlanmayı başaran birkaçımız, ...Uzun Yürüyüş'ün yalnızlığıyla onurlanacaktır. | Open Subtitles | والبعض منا الذى يبقى حتى الشيخوخة الوحدة فخر للمشى الطويل |
Biri tıptı yapay bağışıklık sistemleri yaratma, birer birer hücreleri iyileştirme, ...hatta yaşlanmayı durdurmak için DNA'yla oynama. | Open Subtitles | خلق نظام مناعة اصطناعي إصلاح خلايا فردية حتى التلاعب في الحمض النووى لوقف الشيخوخة |
Hipotezimiz doğruysa, vücudunuzdaki nanositler sadece yaşlanmayı taklit ediyorlar. | Open Subtitles | إذا نظريتنا صحيحة، خلايا النانو في نظامك كان دورها تقليد الشيخوخة |
yaşlanmayı geciktirebildim, ama ne yazık ki, bir sabah kalktım ve- bir de baktım çok fazla konuşan ihtiyar bir adam olmuşum. | Open Subtitles | مرحلة الشيخوخة تأخرت لكن في صباح ما استيقظت فوجدت نفسي رجل عجوز كثير الكلام |
Ridley'in, NIH'te, insanlar üzerindeki deneylerden çıkardığı notlara göre yaşlanmayı kaçınılmaz bir şey olarak değil, bir hastalık olarak gördüğü anlaşılıyor. | Open Subtitles | ملاحظات " ريدلى " عن التجارب الإنسانية أنه لا يرى الكبر كأمر حتمى و لكن كمرض إنتهازى |
Progerianın genetik bileşenlerini kullanarak aynen hastalığın hızlandırdığı gibi, ben de yaşlanmayı tersine çevirebildim. | Open Subtitles | " بإستخدام المكونات الجينية للـ " بروجيريا كنت قادرا على عكس عملية الكبر بنفس الطريقة التى يعجله بها المرض |
Ama çok nadir olan bir genetik hastalık.... ..yaşlanmayı hızlandırmaya sebep olur. | Open Subtitles | لكنه بشكلٍ عام , خلل جيني نادر جداً يسبب شيخوخة متسارعة |
Bayan Park, babamızın yaşlanmayı önleyen kremi olmalısın. | Open Subtitles | سيدة بارك. لابد و أنكِ علاج أبي ضد الشيخوخه |
- Ölümsüz olunca yaşlanmayı bıraktım. Fetüs de gelişmeyi bıraktı. | Open Subtitles | -أصبحتُ خالدة و لا أشيخ و كذلك الجنين |
Birlikte yaşlanmayı planlıyorum. | Open Subtitles | أخطط أن نشيخ معاً |