Evet, anlaşılan ifade vermemek konusunda kendi kişisel gerekçeleri varmış uyuşturucu ya da ona benzer bir şey. | Open Subtitles | نعم، من الواضح أنه كان لديه أسبابه لعدم الشهادة; مخدّرات أو شيء من ذلك القبيل |
Lopez Phoebe'deki insanları bulduklarında hepsinin zehirli bir sızıntı ya da ona benzer bir şey yüzünden ölü olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال " لوبيز " أنهم وجدوا الجميع في " فيبي " موتى بعض التسرب لمواد سامة أو شيء من ذلك القبيل |
(Kahkaha) Ve diğerlerini ise bir uyum içerisinde kullanabilirim. Bir davul makinesi efekti taklit etmek için ya da ona benzer bir şey için. | TED | (ضحك) والأخرى هنا، يمكن أن أستخدمها في تناغم لمحاكاة مؤثرات آلة الطبل أو شيء من هذا القبيل. |
Adın Fetch ya da Dash ya da ona benzer bir şey. | Open Subtitles | تدعى (فيتش) أو (داش) أو شيء من هذا القبيل |