Bu aralar, her şey ya doğru ya da yanlış olmaya başladı. | Open Subtitles | أصبح كل شيء إما أن يكون صواب أو خطأ ماذا فعلت ؟ |
Ve doğru ya da yanlış, başka bir şeyin bugünü mahvetmesine izin vermeme imkan yoktu. | Open Subtitles | وسواء صواب أو خطأ فمحال أنني كنت لأسمح لأيَّ شيء آخر يمنع هذا اليوم من الحدوث |
Tek doğru ya da yanlış kararlarla tanımlanamayan tecrübelerimiz bir spektrumda var olabilirler. | TED | أبعد من تعريفها على أنها قرارات صائبة أو خاطئة ببساطة، تجاربنا يمكن أن توضع على طيف واسع. |
Doğru ya da yanlış cevaplara sahip soruları çözmek için kalabalıktan yararlanmak potansiyel olarak yararlı bir yöntem. | TED | ولذلك فهذه طريقة محتملة ومفيدة لمساعدة الحشود على حل المشكلات التي تتطلب إجابات بسيطة صحيحة أو خاطئة. |
Bunu herkese soruyorum ve doğru ya da yanlış cevap yok. | Open Subtitles | اللذي أسألهُ للجميع و اللذي لا يوجدُ فيه جوابٌ صحيح أو خاطئ |
Doğru ya da yanlış, bu bir olgu. | Open Subtitles | سواء كان صحيحاً أم خطأ فقد كان هناك شئ من هذا القبيل |
Doğru ya da yanlış, belli kurallara göre yaşıyoruz. | Open Subtitles | خطأ أو صائب، فنحن بداخل هذا الخضم من قبل. |
Aslında burada doğru ya da yanlış yoktur. | TED | الآن لا يوجد صواب أو خطأ هنا. |
Bunun doğru ya da yanlış olduğunu söylemiyorum. | Open Subtitles | انا لا أقول أن هذا صحيحا أو خطأ |
Artık doğru ya da yanlış yok. | Open Subtitles | لم يعد هناك صواب أو خطأ لبس بعد الآن |
Ve son olarak, yanlış olan herşey, ya da yazım hatası, ya da salakça bir hata, ya da yanlış yerde olan bir satır. Bu bana şunu gösterir -- eğer bir sunumu bile yapamıyoranız, bir şirketi nasıl yöneteceksiniz? | TED | و أخيرا -- كل ما هو خطأ , أو خطأ مطبعي, أو خطأ غبي , أو خط ليس في مكانه الصحيح. ذلك يجعلني أتشكك في مقدرتك حتى على القيام بالعرض الترويجي, فكيف يمكنك إدارة شركة؟ |
Şimdi, bu tarz ifadeler ya doğru ya da yanlış olmak zorundadırlar. | Open Subtitles | الآن، عبارات كهذه ينبغي أن تكون صحيحة أو خاطئة. |
Karar yazı turaya kalmıştı. Doğru ya da yanlış cevap yoktu. | Open Subtitles | القرار كان حتميّاً لم تكن هناك إجابة صائبة أو خاطئة |
Karar yazı turaya kalmıştı. Doğru ya da yanlış cevap yoktu. | Open Subtitles | القرار كان حتميّاً لم تكن هناك إجابة صائبة أو خاطئة |
Doğru ya da yanlış, tekrarı yok. | Open Subtitles | أمرُ صائب أو خاطئ, ليسَ هنالكَ تراجع, هاه؟ |
Belki de bu, bende kötü ya da yanlış bir şey var demektir." | TED | وربما هذا يعني أن هناك شيء سيء أو خاطئ بي." |
Herkesin az önce söylediği her şey ya gün gibi açık ya da yanlış. | Open Subtitles | كل شيء قلتوه إمّا شيء معروف أو خاطئ |
Söylentiler olmaya başladı, ve babam bu söylentilerle yaşayamazdı, doğru ya da yanlış ailesini kovdu. | Open Subtitles | حسناً , كانت تلك اشاعة ووالدي لم يستطيع العيش مع هذه الشائعات صح أم خطأ لذلك فقط طرد والديه |
Doğru ya da yanlış, ölüme davetiye çıkarmayacağım. | Open Subtitles | صواب أم خطأ لن أعطى الأمر بالموت |
Doğru ya da yanlış yoktur. Kazananlar ve kaybedenler vardır. | Open Subtitles | ليس هناك خطأ أو صواب فقط فائزين وخاسرين |
Doğru ya da yanlış olduğunu düşünmedim. Sadece bizi zengin etti. | Open Subtitles | لم أفكر حول إذا كانت خطأ أم صواب إنها فحسب تجعلنا أغنى. |
Gerçekler yanıltıcı olabilir, söylentiler ise doğru ya da yanlış çoğunlukla açıklayıcı olurlar. | Open Subtitles | حسناً، الحقائق قد تكون خاطئة، بينما الإشاعات فتحتمل الصّواب والخطأ دوماً تكشف الحقائق |
Dediğim gibi, yas tutmanın doğru ya da yanlış bir yolu yoktur. | Open Subtitles | حسناً ، كما قُلت سابقاً ، ليس هُناك صواب وخطأ بشأن طريقتنا في التعبير عن الحُزن |