| Taze fasulye, tatlı patates ve yaban mersini sosunu unutmuşum. | Open Subtitles | لقد نسيتُ الفاصوليا الخضراء البطاطا , و صلصلة التوت البري |
| Bu akşam, bana yaban mersini veren kıdemli yapımcının ölümünü izleyeceksiniz! | Open Subtitles | سنعلن في عرض الليلة عن موت المنتج الأول الذي قدم لي التوت البري |
| Bu akşam, bana yaban mersini veren kıdemli yapımcının ölümünü izleyeceksiniz! | Open Subtitles | سنعلن في عرض الليلة عن موت المنتج الأول الذي قدم لي التوت البري |
| Peki. yaban mersini içkisi istiyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أريد كأس توت بري مسكراً |
| Bana yaban mersini çöreği ve cappuccino getir, kendin için de bir şeyler al. | Open Subtitles | أحضري لي كعكة التوت الأزرق و كابوتشينو و شئ من أجلكِ |
| Arka arkaya izlettiğin için sağ ol ama hâlâ kulağımdan yaban mersini çıkarıyorum. | Open Subtitles | شكراً على اعادة العرض الفورية ولكنني ما زلت أخرج التوت البري من أذني, لذا أنا بخير |
| Bu akşam, bana yaban mersini veren kıdemli yapımcının ölümünü izleyeceksiniz | Open Subtitles | سنعلن في عرض الليلة عن موت المنتج الأول الذي قدم لي التوت البري |
| Tamam, yaban mersini olsun. Hepsi yaban mersinli turta yiyordur. | Open Subtitles | حسناً، التوت البري إذاً يتناولون فطائر التوت البري |
| Geçen ay babana yaptığın şu şaka öyleydi. Diş macununa yaban mersini doldurmuştun. | Open Subtitles | في الشهر الماضي عندما ملاتي فرشاة ابيكي بخلاصة التوت البري |
| Kulağına yaban mersini kaçınca çok acıyor. | Open Subtitles | نعم، يا رجل، انظر عندما ينمو التوت البري في الأذن، هذا يؤلم ، انظر |
| Tamam, yaban mersini olsun. Hepsi yaban mersinli turta yiyordur. | Open Subtitles | حسناً، التوت البري إذاً يتناولون فطائر التوت البري |
| yaban mersini mi? Olay yerinde mavi kusmuk parçaları vardı. | Open Subtitles | التوت البري لقد وجدت قطع زرقاء في القيء في مكان الحادث |
| Bir tane daha yaban mersini suyu ister misiniz? | Open Subtitles | -عصير توت بري آخر ؟ |
| Bir tane daha yaban mersini suyu ister misiniz? | Open Subtitles | -عصير توت بري آخر ؟ |
| Elma mı sever yoksa yaban mersini mi? | Open Subtitles | هل يحب التفاح ، أم التوت الأزرق ؟ |
| Sadece birkaç yaban mersini mi var? | Open Subtitles | إنه فقط مجموعة من التوت الأزرق |
| Belki daha sonra yaban mersini ve kahve içmek için | Open Subtitles | ربما تود القدوم و تناول بعضا من فطائر التوت |
| yaban mersini istediğimi farzet. | Open Subtitles | أظن أنني كنت أريد قطعة كعك |
| Hayır, yok. Dışarıda yetişen yaban mersini fidanı gördüm. | Open Subtitles | كلّا، لا تحتاج، رأيت شجيرة توت بريّ تنمو بالخارج. |
| Aslında onu tanıyorum. yaban mersini tadı | Open Subtitles | إني أعرفه في الحقيقة كعكة العناب والقهوة بالحليب |
| Sana dediğim gibi, yaşamımı değiştirdin -- artık çok çok yaban mersini yiyorum. | TED | والآن، لقد أخبرتك أنك غيّرت حياتي -- حاليا آكل الكثير من العنب البري. |
| yaban mersini saç bandı mı, shaolin ejderhası mı veya Cuma Suşi'simi? | Open Subtitles | (بلوبيري هيدباند) أم (دراقون اوف شاولين) ، أم سوشي فرايداي)؟ ) |