- Bir yabancıya yardım etmek için özel biri olmak gerekir. | Open Subtitles | الأمر يتطلب شخص فريد من نوعه ليفعل ذلك لشخص غريب كليا |
Çünkü trafikte kaldığımda ve öndeki arabadaki yabancıya bakarken burnunu karıştırdığında, hep düşündüğüm "Oğlum, şu adamla durgun suya girmek isterim." demişimdir. | Open Subtitles | اه، لأنه عندما أنا عالقة في حركة المرور، اه، وأنا أنظر إلى غريب في السيارة القادمة وانه يلتقط أنفه، وأنا أفكر دائما، |
Bu insanlar hiç tanımadıkları bir yabancıya böbreklerden birini vermiş kişilerdir. | TED | هؤلاء هم الأشخاص الذين منح كل واحد فيهم إحدى كليتيه إلى شخص غريب تماماً. |
Bir kilisenin bodrumundaydım, ve etrafımdaki bir grup yabancıya o günün iyi bir gün olduğunu anlatıyordum çünkü.... o gün çöplükten yemek yemiyordum. | Open Subtitles | وزوجتي السابقة كانت تتزوج مرة ثانية وكنت في سرداب الكنيسة أوجه مجموعة الغرباء .. |
Bu durum, gerçekten yardıma ihtiyacı olan bir yabancıya el uzatmayı zorlaştırır. | Open Subtitles | يجعلها صعبة امتداد اليد لغريب قد يحتاج فعلاَ المساعدة |
Mektupları bir yabancıya verecek olmak, beni ve arkadaşlarımı çok büyük bir tehlikeye sokuyordu. | Open Subtitles | إعطاء خطاباتي لشخص غريب وضعني ومجموعتي في خطر محدق. |
Şimdi, bu benim insani tarihim ve bu alınıp satılacak bir şey olmayacak ve kesinlikle herhangi bir yabancıya verilmeyecek. | Open Subtitles | الان هذا هو تاريخي الانساني ولن يتم بيعه وشراؤه وبالتأكيد لن يرمى بعيدا لاي غريب عابر |
Ama önce topraklarınızda bir yabancıya karşı gösterdiğiniz, ...nezaket karşısında duyduğum memnuniyetin bir ifadesini sunmak istiyorum. | Open Subtitles | و لكن فى البداية ، اسمح لى أن أقدم عربون تقديرى للطف الذى أظهرته لشخص غريب داخل بواباتك |
Sanırım ara sıra bir yabancıya içini dökmek iyi bir şey. | Open Subtitles | الإعتراف بأشياء لأحد غريب يكون مفيد أحيانا |
Bu demek değildir ki, seni seven birinin önünde kendini asla bir yabancıya vermeyeceksin. | Open Subtitles | لا يَعْني بأنّك لَنْ تَعطي نفسك إلى غريب أمام الذي يَحبُّك |
Kont bu görevi bir yabancıya veremezdi. | Open Subtitles | الكونت لن يوكل مثل هذه المهمة لشخص غريب. |
Mantıklı bir insan da bir yabancıya tam böyle derdi! | Open Subtitles | في الحقيقة، هذا ما أتوقع من شخص عاقل . . أن يقوله لشخص غريب للغاية |
Bu son derece zor olmalı, bir yabancıya , bir kadına, yabancı bir kadına güvenmek, - böyle ciddi meselelerde. | Open Subtitles | لابد إن هذا صعب للغايه لتعتمد على شخص غريب, إمرأة, إمرأة أجنبية |
Aptal bir kız olduğumu ve bir yabancıya kapıldığımı sanıyorsun. | Open Subtitles | ــ أنا آسفة تفكر بأنى لم أعرفه سوى من أسابيع وأننى فتاة حمقاء وهو غريب عنى |
Üzgünüm,Ben sanırım bir yabancıya seks teklif ettim. | Open Subtitles | أنا أسف ، أعتقد أني مارست الجنس مع شخص غريب تماماً. |
yabancıya lazer tabancası doğrultmak cok kaba. | Open Subtitles | من الوقاحة توجيه سلاح الليزر على الغرباء |
- Oğlumu o kadar uzağa göndermek ve bir yabancıya güvenmek zor. | Open Subtitles | آنا لا أبدو مرتاحه عندما أرسل ولدي بعيد أنه يعطى ثقته إلى الغرباء. |
Bilge adam her daim bir yabancıya saygılı davranır. | Open Subtitles | الرجل الحكيم دائما يقابل الغرباء بالاحترام |
Bunu bir yabancıya anlattığıma inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق انني قلت ذلك لغريب تماما |
O Casterly Kayası'nın varisiydi bense bir yabancıya satılacak ve onun istediği yere götürebileceği bir at gibiydim. | Open Subtitles | كان وريثاً للقلعة الحجرية وباعوني لغريب مثل الحصان ليركبني عندما يحب |
Beşinci sınıftayken bir yabancıya veya mahkuma yazmak zorundaydın. | Open Subtitles | سابقا في الدرجة الخامسة، كان عليّ أن أكتب إما إلى أجنبي أو سجين. |
Bunun gibi iri parça bir elmasla ne çeşit bir aptal, bir yabancıya güvenir. | Open Subtitles | من الحماقة أن تثق بغريب مع قطعة ألماس كهذه. |
Bir avuç yabancıya ayrılığı anlatmana gerek yok. | Open Subtitles | آخر شيء عليك القيام به هو قول قصة انفصالك للغرباء |