Ve bana öyle geliyor ki, o yakışıklının gerçekten görmek isteyeceği tek insan sendin. | Open Subtitles | وكان لدي إحساس بأن الشخص الوحيد الذي أراد الوسيم أن يراه هناك هو أنت |
Siz ve bu genç yakışıklının beni beraber becermesine ne dersiniz? | Open Subtitles | ما رأيك ان تقوم أنت والشاب الوسيم بممارسة الحب معي؟ |
Solundaki yakışıklının mı? | Open Subtitles | الرجل الوسيم الذي على يسارك ؟ هذا صحيح. |
Trendeki kişiler yakışıklının silahını birkaç kez ateşlediğini söylediler. | Open Subtitles | الناس على القطار قالوا أن (هاندسم) أطلق بعض الطلقات |
Ve çoğu da yakışıklının yakalandığını görmek istiyor. | Open Subtitles | (و هناك الكثير من الإهتمام لرؤية (هاندسم يُؤخَذ من الشارع أنا أشارككِ اهتمامكِ - |
yakışıklının çetesinden birkaç kişi içeri girince, oda yeni adamlar aramaya başladı. | Open Subtitles | مجموعه من فتيان (هاندسوم) ألقي القبض عليهم لذلك بدأ بالبحث عن أشخاص جدد |
Denise, Dante'yi ve yakışıklının çetesini nerede bulabiliriz. | Open Subtitles | دنس) هل تعرفين اين نجد (دانتي)؟ ) و(هاندسوم) وكل العصابه؟ |
Benim de şu yakışıklının bizi kesmesi çok hoşuma gitti. | Open Subtitles | انا احب كيف ذلك الوسيم يتفقدنا |
Sterling Cooper, şu yakışıklının oynadığı bir macera çekecek. | Open Subtitles | ستيرلنق كوبر) سوف ينتج) خطط مثيرة ، بطولة رجلكَ الوسيم |
Bu yakışıklının başı büyük beladaydı. | Open Subtitles | -هذا الوسيم كان في ورطة |
Booth bunu; uzun, esmer ve yakışıklının dolabında bulmuş. | Open Subtitles | و الوسيم |
Sence yakışıklının sadece orada soygun yapmamış olması bir tesadüf mü? | Open Subtitles | أعتقدين أنها مصادفة أن يكون هذا المكان الوحيد الذي لم يقع فيه (هاندسم)في مشاكل؟ |
yakışıklının kelleme 5 bin dolar koyduğunu öğrendim. | Open Subtitles | وعلمت أن (هاندسم)وضع مكافئةً على ...رأسي لأن |
yakışıklının kişiliğine laf atamazsınız. | Open Subtitles | (أنت لاتقوم تقوم بخيانه رجل بمكانه (هاندسوم |
yakışıklının içeride sana bakacağını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتظن بأن (هاندسوم) سوف يعتني بك؟ |