"yakışıklısınız" - Translation from Turkish to Arabic

• وسيم
• الوسامة
• وسيمان
• وسيمين
• وسيمَ

Şimdi size bakıyorum, yakışıklısınız.
أتعرف ، الآن عندما أنظر إليك أنت وسيم فعلا

Ayrıca özgeçmişinizden görüyorum ki acayip yakışıklısınız fakat içinizde her an patlamaya hazır bir bomba olduğu da görülüyor.
يمكنني أن أرى من سيرتك المهنية أنك وسيم جداً

Ayrıca özgeçmişinizden görüyorum ki acayip yakışıklısınız fakat içinizde her an patlamaya hazır bir bomba olduğu da görülüyor.
أرى أيضاً من سيرتك المهنية أنك وسيم جداً لكن مع اضطراب داخلي على هيئة نوبة غضب مستعدة للانفجار في أي لحظة

İkinizde çok yakışıklısınız.
تبدوان فى غاية الوسامة

İkiniz de çok yakışıklısınız.
أنتما يا رفاق وسيمان حقاً.

Çok yakışıklısınız. Enerjinizi boşa harcamayın.
من اللطيف مقابلتكم أيها لسادة، أنتم وسيمين.

İyisiniz, yakışıklısınız ve işinize bağlısınız.
أنتَ جميل ، أنتَ وسيم وتتزوّج لأجل الوظيفة

İyi seçim. Bence makyajsız gayet yakışıklısınız.
أعتقد بأنّك تَنْظرُ وسيم جداً بدونه.

İsa kadar yakışıklısınız ama gerçekten İsa değilsiniz.
أنت وسيم كالمسيح، لكنّك لست هو

Siz de çok yakışıklısınız.
وأنت وسيم جداً.

Bakayım, ne kadar da yakışıklısınız.
حسناً أنت وسيم للغايه

İkiniz de çok yakışıklısınız.
كلاكما وسيم جداً.

Resimdeki kadar yakışıklısınız.
أنت وسيم كما في صورتك

- Haklı. Çok yakışıklısınız. Alo, Victor, beni duyuyor musun?
- من المنطقي, انت وسيم.

Gerçekten yakışıklısınız Müdürüm!
أنت وسيم حقاً مدير!

Eee, bence yeterince yakışıklısınız.
حسناً، أظنك في غاية الوسامة

Siz de Ekselansları. Çok yakışıklısınız.
و أنت,سعادتك أنت شديد الوسامة

"Eşit derecede yakışıklısınız." dedi.
أتعلم؟ أنتما متساوون في الوسامة, لذا...

Sen, ve diğeri, ikiniz de çok yakışıklısınız.
أنت والشخص الآخر وسيمان جداً

Çok yakışıklısınız.
أنتما وسيمان

Hepiniz öyle yakışıklısınız ki, büyümüş de küçülmüşsünüz sanki...
انكم جميعا وسيمين, كالرجال تماماً

Ne kadar yakışıklısınız.
، ي لا تَبْدو وسيمَ في صدريتِكَ الأفضلِ وtucker.