"yakışmıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • تليق
        
    • لائق
        
    • تناسبك
        
    • مستواك
        
    • لائقاً
        
    • من عادتكِ
        
    • يناسبك
        
    Bizi kandırmaya yönelik çılgın teşebbüsünüz bir temsilciye hiç yakışmıyor. Open Subtitles محاولتك المنفعلة لتضللنا الآن لا تليق بممثل
    Ben de üzgünüm ancak bu kederli haller sana yakışmıyor ayrıca içimi sıkıyorsun. Open Subtitles آسف، لكنّ هذه الهيئة الحزينة لا تليق بك، وإنّها مملّة إليّ.
    Biliyor musun, tüm bu zor kadın hareketleri sana hiç yakışmıyor. Open Subtitles أتعلمين .. كل هذه الأفعال الصادرة من كتكوتة شرسة هي في الحقيقة غير لائق بكِ
    Dilenci olma. Hiç yakışmıyor. Open Subtitles لا تكن متسولاً لعيناً إن ذلك غير لائق
    Bu etek sana yakışmıyor. Open Subtitles هذه التنورة المنقوشة لا تناسبك
    Raf dizmek, raf dizmek! Böyle işler sana yakışmıyor, değil mi? Open Subtitles ملء الرفوف, ملء الرفوف, لكنةُ عمل ليس من مستواك, أليس كذلك؟
    Sevgili Ophelia, korkarım ki bu davranışlar hiç yakışmıyor sana. Open Subtitles عزيزتي اوفيليا أخشى أنه ليس تصرفاً لائقاً منك 00: 59: 44,165
    Bu sana yakışmıyor, böyle hüküm vermek. Open Subtitles ليس من عادتكِ أن تحكمي على الناس هكذا
    Bu kötümser tavır sana hiç yakışmıyor. Open Subtitles تعلم حركات التشاؤم هذه لا تليق بك
    Gerçekten de beyaz bir adama yakışmıyor! Open Subtitles بل هي بالواقع لا تليق برجل أبيض
    Saygısızlık etmek istemem Bay Gates ama böyle konuşmak bize hiç yakışmıyor. Open Subtitles مع كامل إحترامي يا سيد (غيتس) لهجة التحدث تلك لا تليق بي
    Kabalık sana pek yakışmıyor evlat. Open Subtitles الوقاحة لا تليق بك
    Bay. Puppy, bu yöntemler sana yakışmıyor. Open Subtitles االاخ "بابي"هذه التعليقات لا تليق بك
    Bu konuşma tarzı sana hiç yakışmıyor. Open Subtitles هذه الألفاظ لا تليق بك
    Kalın kafalı davranma, yakışmıyor. Open Subtitles لا نتظاهر بالغباء, هذا غير لائق.
    -Evet, hiç yakışmıyor. Open Subtitles أجل, هذا غير لائق
    Senin yaşında birine yakışmıyor. Open Subtitles هذا ليس سلوك لائق من رجل بسنك
    Huysuzluk sana yakışmıyor. Open Subtitles الوقاحة لا تناسبك
    İnadına cehalet de sana yakışmıyor. Open Subtitles ولا الجهالة تناسبك
    Kendi oğlunu kaçırmalarını sağladın. Ama böyle kolay hedefler peşinde koşmak sana yakışmıyor. Open Subtitles تدعهم يخطفونَ ابنك، لكن يبدو أنَّ السعي خلفَ أهداف سهلة هو أقل مِن مستواك.
    Bu hiç de senin gibi güzel bir şeye yakışmıyor ! Open Subtitles ذلك ليس شيئاً لائقاً تقوله فتاة جميلة مثلك!
    Sana da seri katil olmak yakışmıyor. Open Subtitles وليس من عادتكِ أن تقتلِ الناس
    Tatlım, kırmızı sana yakışmıyor. Open Subtitles لا يناسبك اللون الأحمر يا عزيزي أعطني القبعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more