"yakınındaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالقرب
        
    • قرب
        
    • بجوار
        
    • القريبة
        
    • قُرْب
        
    • بقرب
        
    • القريب
        
    • قريب من
        
    • مقربه منك
        
    • المجاول
        
    Şimdi, bugünün Fransa'sı Galya'nın batı kıyısının yakınındaki tarım yapan küçük bir köyde Veneti kabilesinde oturan bir druid. TED هي الآن كاهنة مقيمة لقبيلة فينتي في قرية زراعية صغيرة بالقرب من الساحل الغربي لغال فيما يعرف الآن بفرنسا.
    Primo'yu buldular. La Guardia yakınındaki bir tarlada ölü olarak. Open Subtitles لقد وجدوا بريمو ساندينو ميت بحقل بالقرب من لا جارديا
    Girit yakınındaki denizaltı depremi konuşunda son bilgileri alabilir miyim? Open Subtitles أيمكنك أعطائى المزيد من المعلومات حول الهزة الارضية قرب كريت
    Kötü adamlar tanımlanamayan bir anormali Kartosuro yakınındaki yeraltı mağaralarına kadar takip ediyorlar. Open Subtitles الأشخاص السيئين يتتبعون مخلوق خارق مجهول الهوية في الكهوف تحت الأرض قرب كارتوسورو
    Yapılan aramanın sinyali saat 9:35'te senin evinin yakınındaki bir baz istasyonundan alınmış. Open Subtitles برج من جاءت المكالمة تلك صباحاً 9: 35 في شقتك مبنى بجوار مباشرة
    Bu görüntüleri kazanın gerçekleştiği yerin yakınındaki bir trafik kamerasından aldım. Open Subtitles لقد سحبت شريط التصوير من كاميرا المرور القريبة من حادثة شاحنتك..
    Okulun yakınındaki yolun kenarında bulundu. Open Subtitles هي وُجِدتْ جانباً الطريقِ قُرْب المدرسة العليا.
    Emniyet Müdürlüğü yakınındaki spor salonuna giden bir arkadaşım var. Open Subtitles لدي صديق يعمل في الصالة الرياضية بالقرب من مكان للعاهرات
    Ve bağlantılı olma adına, ölmeden önce istediği tek şey Meksika Körfezi yakınındaki evine götürülmekti. TED وبأسم الترابط والتواصل، الشيء الوحيد الذي أرادت قبل وفاتها هو أن تعود الى المنزل . بالقرب من حبيبها خليج المكسيك.
    Karadaki veya okyanusun yüzeyinin yakınındaki yerlerin güneş ışığına erişme avantajı vardır. TED المناطق التي تقع على اليابسة أو بالقرب من سطح البحر تمتاز بوصول ضوء الشمس لها،
    Şu anda bulunduğum yer, Güney İngiltere'de evimin yakınındaki orman. TED في الوقت الحالي، أقف في الغابة بالقرب من بيتي في جنوب إنجلترا،
    Bir ağaç gövdesine saplanmıştı çayırın yakınındaki. Open Subtitles وجدتها في جذع شجرة بالقرب من المراعي. اوه..
    İzmir yakınındaki ünlü tarihi şehir Bergama'dan getirilen su mermerinden yapılmış vazo var. Open Subtitles قاروره من المرمر أُحضرت من بيرجما وهى مدينه تاريخيه بالقرب من سميرنا
    Akşam 19 sularında Han Nehri yakınındaki bir fabrikada patlama gerçekleşerek binayı çevreleyen büyük bir yangın meydana geldi. Open Subtitles اندلع انفجار في مصنع قرب نهر هان في حوالى 7: 00 مساء تلاه حريق ضخم و الذى اجتاح المبنى
    Bir atom çekirdeği yakınındaki elektron yayılmış, dalgamsı bir yörüngededir. TED الإلكترون الموجود قرب نواة الذرة يوجد في مدار متسع شبيه بالموجة.
    Bu nedenle, beynin merkezinin yakınındaki bütün dokular zamanla ölmüşler. TED نتيجةً لذلك تتعرض كل هذه الأنسجة قرب مركز الدماغ للتلف مع مرور الزمن.
    Millertown yakınındaki yüksek uçurumu biliyor musunuz? Open Subtitles ، هل تعرفون تلك التلة العالية قرب ميليرتاون؟
    İlki Candlestick Park yakınındaki garson kızdı. Open Subtitles الشخص الأول كانت النادلة قرب متنزه الشمعدان
    Yapılan aramanın sinyali saat 9:35'te senin evinin yakınındaki bir baz istasyonundan alınmış. Open Subtitles تلك المكالمة جاءت من برج مباشرة بجوار مبنى شقتك في 9: 35 صباحاً
    Bulutsu yakınındaki parçalar çekim alanına girer ve güneşin etrafında dönmeye başlar. Open Subtitles القريبة يتم سحب أجزاء من سديمها ، والبدء في دوامة حول الشمس.
    Güney Kutbu yakınındaki şu koordinatları bombalama emri verdi. Open Subtitles بتَحْطيم الأهدافِ في الإحداثيات التاليِه قُرْب القطبِ الجنوبيَ للكوكبَ
    Evimin yakınındaki sağlık klübünde notunuzu gördüm... ve size kendimden biraz bahsetmek istedim. Open Subtitles رأيت منشوركم في النادي الصحي بقرب منزلي وقررت أن أكتب لكم وأخبركم قليلا عن نفسي
    Evimizin yakınındaki marketten alamaz mıydın? Open Subtitles ألا تستطيعين الحصول عليه بالسوق القريب من منزلنا حيث نسكن ؟
    Onyx Pass yakınındaki bir kampa gitmesi gerektiği gibi bir şey söyledi. Open Subtitles قال شيئا عن الحاجة الى توصيلة الى مخيم قريب من ممر اونيكس
    En yakınındaki muhafız uzaklaşıyor. Open Subtitles الحارس الذى كان على مقربه منك يتحرك بعيدا
    Ama Washington'daki evimin yakınındaki park hiç bu kadar temiz olmamıştı. Open Subtitles لكن المنتزه المجاول لمنزلي هنا في (واشنطن) لم يكن أنظف يوماً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more