| Çocuklarına daha yakın olmak için Batı Yakası'na taşınmaya karar vermişti ve uzun mesafeli bir ilişki de istemiyordu. | TED | قررت الانتقال إلى الساحل الغربي لتكون قريبة من أولادها، ولم ترغب في علاقة عن بعد. |
| Graceland'e yakın olmak için buraya taşınmış. | Open Subtitles | انتقل هنا لتكون قريبة من غريسلاند السبب .. |
| Şu köprünün oradaki kampta üç yıI kocasına yakın olmak için yaşayan kadını biliyorsun. | Open Subtitles | كما تعلمين، تلك الإمرأة سكنت بقرب الجسر في ذلك المخيّم البائس لثلاثة سنوات فقط لتكون قريبة من زوجها. |
| Sana yakın olmak için bir Mariachi grubuna girmek istemiştim. | Open Subtitles | لقد جعلني أريد الإنضمام إلأى فرقة مارياتشي فقط لأكون بالقرب منكٍ |
| Sana yakın olmak için tabii ki. | Open Subtitles | حسناً، لأكون بالقرب منك، بالطبع |
| Böylece sana yakın olmak için buraya geldim. | Open Subtitles | لذا أتيت هنا لأكون قريباً منك |
| Ben de aileme yakın olmak için Chicago'ya gitmek istiyorum. | Open Subtitles | وأريد أن أذهب إلى (شيكاغو) لأكون قريباً من عائلتي. |
| Grove-Turner Reklamcılık. Seaver'a yakın olmak için onun binasında çalışmaya başlamış. | Open Subtitles | وكالة "جروف تيرنر" للإعلان لقد حصلت على وظيفة في نفس مبنى "سيفر" لتكون قريبة منه وتسمعه |
| Oğluna yakın olmak için. | Open Subtitles | لتكون قريبة من ابنها |
| Declan'a yakın olmak için. | Open Subtitles | " لتكون قريبة من " ديكلان |
| - Özellikle de seninle. - Sana yakın olmak için çocuğuna baktım. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس معك أعتنيتُ بطفلك لأكون بالقرب منك- |
| - Özellikle de seninle. - Sana yakın olmak için çocuğuna baktım. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس معك أعتنيتُ بطفلك لأكون بالقرب منك- |
| Sırf Joe'ya yakın olmak için El Paso'daki her şeyden vazgeçtim. | Open Subtitles | تخليت عن كل شيء في (إل باسو) فقط لأكون بالقرب من (جو) |