"yakın zamandaki" - Translation from Turkish to Arabic

• حديثة
• المعاصر

Ayrıca yakın zamandaki bir çalışma yalnız insanların Alzheimer hastalığına yakalanma riskinin iki kat daha fazla olduklarını buldu.
لذا دراسة حديثة أوجدت أن الوحيدون أكثر عرضة للخطر مرتين للزهايمر

Henry'nin sana verdiği dosyada yakın zamandaki fotoğraflar vardı, değil mi?
هنرى" لديه صور حديثة لهم معًا" فى الملف الذى أعطاكى إياه

Will Balint yakın zamandaki bir tecavüz vakasının sanığıydı.
ويل بالينت مشتبه به في قضية إغتصاب حديثة

yakın zamandaki en seksi başkan karısı kesinlikle sen olacaksın.
أنت حقا ستكونين أول سيدة أولى جذابة في التاريخ المعاصر

Orada yakın zamandaki bir deniz savaşından kurtulanlar olduğunu söylüyor.
يقول لي أن هناك ناجين من معركة بحرية حديثة

- Sadece yakın zamandaki deneyimlerim bana daha açık fikirli olmayı öğretti diyelim.
-خبرات حديثة علّمتني أن أجعل عقلي متفتحاً

yakın zamandaki bir çalışma gösteriyor ki iyi bir cinsel ilişkide en çok doyumu yaşadıkları tahmin edilen çiftler için en iyi belirleyici olarak ilişkiyi ne sıklıkla, veya nerede yaşadıkları değil, birbirlerine sarılıp sarılmadıkları kullanılıyor.
في الواقع، لقد توصّلت دراسة حديثة إلى أن الأزواج الذين كان يُنظر إليهم بقوةٍ أنهم يتمتعون بإشباعٌ جنسي قوي ورضاءٌ عام عن علاقتهم، لم يكُن أفضل مؤشر على ذلك هو نوع العلاقة الجنسية التي بينهم أو عدد المرات أو المكان؛ بل ما إذا كانوا يتعانقون بعد العلاقة الجنسية أم لا.

yakın zamandaki bir travma bunu tetikledi.
صدمة حديثة قد تكون اثارت هذا

yakın zamandaki..
إنها كانت صور حديثة.

yakın zamandaki hatıralardan değil.
وليست مُجرّد ذكريّاتٌ حديثة.