"yakıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يحرق
        
    • تحرق
        
    • حرق
        
    • بحرق
        
    • يلسع
        
    • حارقة
        
    • تحرقني
        
    • يشعل
        
    • يحرقون
        
    • يحرقك
        
    • يحرقني
        
    • تحرقهم
        
    • تشعل
        
    • بإحراق
        
    • ويحرقون
        
    Herşey gacır gucur ediyor ve kırmızı ışık beynimi yakıyor. Open Subtitles طوال الليل، هناك صرير وتكسير وذلك الضوء الأحمر يحرق دماغي.
    Elektrikli arabaları seven bir adama göre, çok fazla roket yakıtı yakıyor. Open Subtitles بالنسبة لرجل يحبّ السيارات الكهربائية هو بالتأكيد يحرق الكثير من وقود الصواريخ
    Yalnız çok yağ ve benzin yakıyor. Open Subtitles إنها تحرق من الزيت مثلما تحرق من الوقود ، إنها لك
    Karbonhidrat yakar. Vücuttaki tüm karbonhidratı yakıyor. Open Subtitles إنها تحرق الكاربوهيدرات إنها تحرق كل الكاربوهيدرات.
    Donuk, kokuşmuş teninii mi yakıyor? Open Subtitles هل حرق شاحب، والجلد تفوح منها روائح كريهة لديك؟
    Collins gaza basıyor, lastiklerini yakıyor ve arka tarafını yol kenarındaki çite çarpıyor. Open Subtitles اذا كولينز قام بالضغط على البنزين قام بحرق المطاط ثم تأرجح نحو الحاجز
    Tam şu anda, biri benim Ermenegildo Zegna takımımı, Armani kravatımı, Dolce Gabbana gömleğimi ve Gucci ayakkabılarımı yakıyor. Open Subtitles في تلك اللحظه, شخص ما يحرق "حلّه "إرمينيوغيلدا زينا "ربطه عنق "أرماني", قميص "دولش و غابانا "و أحذيه "غوتشي
    Emzirdiğim için. Çok kalori yakıyor. Open Subtitles إنه بسبب الإرضاع فهو يحرق الكثير من السعرات الحرارية
    Ceset parçalarını dondurmak için kullanmıştım. Son derece etkili. Ve adamın parmağını fena yakıyor. Open Subtitles أستخدمه لتجميد أعضاء الجسم، إنّه فعّال للغاية، ولكنه يحرق بشدّة
    Ama aşağıya sürmeye kalkma, çok fena yakıyor. Open Subtitles ولكن لا تحاول وضع شي منه في الاسفل انه يحرق
    Sanırım itfaiyeci de 50 yıl önce yaktığı yerlerin aynılarını yakıyor. Open Subtitles اسمع، أظنّ أنّ رجل الاطفاء ربما يحرق الأمكنة ذاتها التي أحرقها منذ 50 عاماً
    Bu Moo shu pork, onikiparmak bağırsağımı boydan boya yakıyor. Open Subtitles تلك الوجبة تحرق فتحة لها خلال الأثني عشر
    Ateş, o yumuşak tenini yakıyor. Lanet olsun sana kadın. Acıya bağışıklığın mı var? Open Subtitles النار تحرق جلدك الجميل الناعم اللعنة عليك يا امرأة ألا تتألمين؟
    Koca motorlarımız saatte tonlarca benzin yakıyor. Gökyüzü ve okyanusu kirletecek bütün maddeleri yayıyoruz. Open Subtitles محركاتنا العملاقة تحرق أطنان الزيت كل ساعة
    - Kapat çeneni piç. yakıyor, dilim yandı. Open Subtitles اصمت، إنها تحرق لهذا السبب، إنها تحرق لساني
    Önce okulu kilitler, sonra bakarsın ki kitapları yakıyor. Open Subtitles أولاً الإحتجاز بعد ذلك سيبدأ في حرق الكتب
    Yüzyıllardır sen ve yandaşların yolunuza çıkan herkesi yakıyor, asıyor, çarmıha geriyorsunuz! Open Subtitles لقرون أنت وأمثالك تقومون بحرق وشنق وصلب أى شخص يقف فى وجهكم.
    Batmıyor baba, dağlama demiri misali yakıyor. Open Subtitles إنه لا يلسع ولكنه يحرق مثل وسم علامة بالحديد
    Kötülüğümün alevi ortalığı yakıyor. Open Subtitles وحشي يطلق نيراناً حارقة على نحو رائع
    Yağmur damlaları tenimi yakıyor! Çıkardığı sesi işitiyor musun? Open Subtitles قطرات المطر تحرقني ألا تسمع هسهستها؟
    İnanamıyorum Çıktığım kişi ağaçlık biryerin ortasında kontrolsüz ateş yakıyor! Open Subtitles انا لا اصدق اننى اخرج مع شخص يشعل النار فى منطقة محيطة بالأشجار
    "kes ve yak" tarımımız vardı; insanların gübreye paraları yetmiyordu, bu nedenle ağaçları yakıyor ve orada mevcut mineralleri kullanıyorlardı. Yangınlar sıklaştı ve bir süre sonra elinizde verimliliğin kalmadığı bir arazi parçasıyla kalıyordu. TED كان لدينا القطع وحرق الزراعة؛ والناس لا تستطيع تحمل تكاليف السماد لذا يحرقون الأشجار ونصف المعادن المتاحة هناك. أصبحت الحرائق أكثر حدوثاً وبعد فترة تصبح عالق بمساحة من الأرض حيث لم يتبقى أي خصوبة.
    Sadece 15 dakikalığına. Daha sonra işerken yakıyor, ve evliliğini kabusa dönüştürüyor. Open Subtitles لمدة 15 دقيقة، ثمّ يحرقك عندما تتبول ويبدأ زواجك بالتدهور
    Susuzluk beni yakıyor kendimi herşeye karşı güçsüz hissediyorum güne bu eve ve sana. Open Subtitles والعطش يحرقني وأشعر بلا مبالاة حول كل شيء اليوم
    Magnezyumlu işaret fişeği. Gün ışığı kadar yoğun bir şekilde yakıyor. Open Subtitles شعلات الماغنيسيون تحرقهم بنفس فاعلية ضوء الشمس.
    Evet. Dışarıda yiyecek ve su arıyor, ateş yakıyor olurdun Open Subtitles نعم ستكون هناك تبحث عن الطعام والماء وتحاول أن تشعل نار.
    O adam cesetleri yakıyor. Tüylerimi ürpertiyor. Open Subtitles يا صاح , يقوم ذلك الرجل بإحراق الجثث إنه يخيفني
    Grand caddesindeyiz, burada bir grup siyah ateş ediyor arabaları yakıyor ve devrimden bahsediyorlar. Open Subtitles أننا في غراندريفر و وست غراند معظم السود يقتلون ويحرقون السيارات يتكلمون عن ثورة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more