Çalınmış mallarla dolu bir dükkanda yakalanmıştı. | Open Subtitles | قبض عليه في مستودع شركة مليء بالمواد الحارقة |
Çalınmış mallarla dolu bir dükkanda yakalanmıştı. | Open Subtitles | قبض عليه في مستودع شركة مليء بالمواد الحارقة |
Ama o buzdolabında bir sürü ayakla yakalanmıştı. | Open Subtitles | إلا أنه قد قبض عليه مع ثلاجة مليئة بالأقدام |
Bir şişeden içki içerken yakalanmıştı. | Open Subtitles | حيث قبض عليه ومعه زجاجة جعه مفتوحه |
Art Schlichter, forvet, kumar oynarken mi yakalanmıştı? | Open Subtitles | هيا، أتعرف من أتحدث عنه (أرت شليستر)، الظهير الربعي قبض عليه للمقامرة |
Bu yılın başlarında Central City Müzesi'ni soyarken Flash tarafından yakalanmıştı. | Open Subtitles | (البــرق) هو من قبض عليه أثناء سطوه على متحف مدينة (سينترال) بوقت باكر بهذا العام |