| Weir'da tek başıma yaşarım. Yakalayıcı hayatı böyle. | Open Subtitles | أنا أعيش وحيدا فى الثلوج هذه هى حياة صائد الرجال |
| Bu ise bir sis Yakalayıcı, eğer nemli, ormansı bir alanda yaşıyorsanız, havadan temiz ve içilebilir su damıtacaktır. | TED | ها هو صائد الضباب، الذي، إذا كنت تعيش في منطقة رطبة، مثل الغابة، سيقطّر الماء من الهواء الرطب الذي هو نظيف وقابل للشرب. |
| Bu, benim baş yapıtım. Sepet Yakalayıcı 2000. | Open Subtitles | إنّها قطعتي النادرة سارقة السلال 2000 |
| Sepet Yakalayıcı 2000 kalkışa hazır. | Open Subtitles | سارقة السلال 2000 جاهزة للإقلاع |
| Dur tahmin edeyim...el çantası olan Yakalayıcı. | Open Subtitles | دعني اخمن.. الرجل ذو الحقيبة هو الفاتن |
| Dur tahmin edeyim--el çantası olan Yakalayıcı. | Open Subtitles | دعني اخمن.. الرجل ذو الحقيبة هو الفاتن |
| Topa en hakim Yakalayıcı. | Open Subtitles | أفضل ملتقط كرة في اللعبة |
| Buna Yakalayıcı diyoruz. Onu rahatlattığını göreceksin. | Open Subtitles | نحن نسميه القابض سوف تكتشفان انه يعطيها الراحة |
| Yakalayıcı işini kabul ettiğimde, bu gemi buradaydı. | Open Subtitles | كانت هنا عندما قبلت وظيفة صائد رجال |
| - Yakalayıcı mı? | Open Subtitles | - صائد رجال ؟ |
| Üzerinde "Sepet Yakalayıcı 2000" yazıyor, Yogi. | Open Subtitles | مكتوب "سارقة السلال 2000" هنا (يوغي) |
| Brinkley harika Yakalayıcı. Çiftlikte denemek istediler. | Open Subtitles | برينكلى ملتقط كرة مميز قدم عرضا في فريق مواهب نادي(ميتس) |
| Sana verdiğim Yakalayıcı yanında mı? | Open Subtitles | هل لديك القابض الذي اعطيتك ايها ؟ |