Yani Aşağı Doğu Yakası'nda yaşıyorsun ve hiç Çinli tesisatçı duymadın. | Open Subtitles | اذا تعيشين في الجانب الشرقي الادني ولم تسمعي ب سباك صيني |
Yukarı Doğu Yakası'nda, birkaç saat önce bir restoran soygunu gerçekleşti. | Open Subtitles | كان هناك سرقة لمطعم في الجانب الشرقي الشمالي قبل عدة ساعات |
Batı Yakası'nda herkes birbirini tanır, değil mi? | Open Subtitles | في الجانب الغربي الجميع يعرف بعضه بعضًا ، صحيح ؟ |
Doğu Yakası'nda ışığın az olduğu konusundaki yanlış inanış üzerine uzun uzun konuşması ihtiyaçtan değildi anlayacağınız. | Open Subtitles | مع الستائر المسرحية التي على الحائط من أجل المُناقشاتِ الطويلةِ بخصوص التقليل من شأن جودات الإضاءة على الساحل الشرقي. |
Batı Yakası'nda bundan daha iyi... bir Brezilya yağmur ormanı bulamazsınız. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَجدَين غابة أمطار إستوائية برازيلية أفضل من هذه في أي مكان على الجانبِ الغربيِ الجنوبي |
Yukarı Doğu Yakası'nda beklenmedik bir ortaklık doğuyor. | Open Subtitles | تحالف غير وارد يحدث في الجانب الشرقي الأعلى |
Doğu Yakası'nda sizde bunlardan yok değil mi? | Open Subtitles | لا يوجد لديكم مثلها في الجانب الشرقي، أليس كذلك؟ |
Bizim arkadaşımız olan biri Yukarı Doğu Yakası'nda karşılıklı olarak bir düşmanı paylaştığımızı düşünüyor ve ve şu an içeriden biraz yardım alabilsem gerçekten iyi olurdu. | Open Subtitles | صديقة لي تظن أن لدينا أعداء مشتركين في الجانب الشرقي الأعلى وأستطيع الإستفادة من مساعدة من الداخل حاليا |
Doğu Yakası'nda araştırdığımız yüzüklerden birine sahip olan ayakçı biri de olabilir. | Open Subtitles | ممن الممكن أن يكون يعمل لدى إحدى لصوص الهويات الذين كنا نراقبهم في الجانب الشرقي |
Uyudum, spora gittim, Batı Yakası'nda bir cafede yemek yedim. | Open Subtitles | نِمتُ، وذهبتُ إلى صالة الألعاب الرياضيّة، وتناولتُ طعام الغداء بمقهى في الجانب الغربي |
Kitabımın Yukarı Doğu Yakası'nda beğenilmediğini düşünmek bir şey. | Open Subtitles | إنّهشيئاًبأن.. بأنأشعرأنكِتابي.. لم يكُن ذو أهمّية في الجانب الشرقي العلوي. |
Yukarı Doğu Yakası'nda bir çiçekçide yarı zamanlı teslimatçılık yapıyormuş. | Open Subtitles | يعمل بدوام جزئي في التوصيل لحساب دكّان أزهار في الجانب الشرقي من المدينة. |
Yukarı Doğu Yakası'nda işler böyle yürür. | Open Subtitles | هكذا تسير الأمور في الجانب الشرقي الراقي. |
Üç yıldır Yukarı Doğu Yakası'nda çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت اعمل في الجانب الشرقي الراقي لمدة 3 سنوات |
Yukarı Doğu Yakası'nda kime güveneceğini kestirmek güçtür. | Open Subtitles | في الجانب الشرقي الأعلى من الصعب عليك ان تعرف فيمن تثق |
Yukarı Batı Yakası'nda New York'ta bir evim var. | Open Subtitles | لدي شقة جميلة في نيويورك ، في الجانب الغربي |
Aslında arabayı Batı Yakası'nda bıraksak daha ucuz olabilir taksi tutar tiyatroya öyle gidip döneriz. | Open Subtitles | انت تعرف انه في الواقع قد أقل تكلفة إذا غادرنا السيارة في الجانب الشرقي، ثم نأخذ سيارة أجرة إلى المسرح والظهر. |
75 yaşında bir adamın Kuzey Yakası'nda çıplak gezmesini önleyemiyorsak ne için varız? | Open Subtitles | لماذا نحن هناك ، إذا كنا لا نستطيعُ إبْقاء رجل بعمر 75 سنةً... مِنْ التَجَوُّل في الجانب الشمالي عارياً؟ ... |
Doğu Yakası'nda ayağını sağlam basacağın bir yer olacak, işin içinde olacaksın. | Open Subtitles | ستسيطر على الساحل الشرقي ..ليس عن طريق المراهنة ستدخل بالطريقة الصحيحة |
Beraberken Batı Yakası'nda yapabileceğim bir iş teklifi aldığımı öğreneceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعرف انك ستجدين هذا العرض عندما كنا معا لي لكي اعمل على الساحل الغربي |
Doğu Yakası'nda iki yatak odalı çift katlı bir evim var. | Open Subtitles | عِنْدي غرفتان نوم ثنائي على الجانبِ الشرقيِ الأعلى |