Pekala, 1950'lerde çoğumuzun gecede yaklaşık sekiz saat uyuduğuna dair iyi veriler var. | TED | في الخمسينيات، كانت المعطيات الجيدة تقترح أن معظمنا كان يحصل على حوالي ثمان ساعات من النوم في كل ليلة. |
yaklaşık sekiz yıl önce, oldukça basit ama yoğun bir gözlem fikrimi değiştirdi. | TED | لذا منذ حوالي ثمان سنوات ملاحظة بسيطة ومتعمقة غيرت تفكيري |
Bu geçirilecek yaklaşık sekiz saat demektir. | Open Subtitles | ذلك يعطينا حوالي ثمان ساعات للقتل |
Bağırsakta, vücudunuzdaki doku hücrelerinden yaklaşık sekiz kat daha fazla mikroorganizma olduğu ortaya çıkıyor. | TED | وتبين أن هناك حوالي ثمانية أضعاف الكائنات الحية الدقيقة في أمعائك كخلايا الأنسجة في جسمك، |
Güneş gibi yıldızlar nispeten daha küçüktür. Hidrojen yakarak helyum verirler. Güneş'ten yaklaşık sekiz kat daha ağır yıldızlar ise çekirdeklerindeki helyum tükense bile yanmaya devam ederler. | TED | الآن، النجوم المشابهة لشمسنا ذات الحجم الصغير نسبيًا تحرق الهيدروجين إلى هيليوم، لكن النجوم الأثقل التي تبلغ حوالي ثمانية أضعاف كتلة الشمس تواصل هذه الدورة الملتهبة حتى بعد أن تستنفد عنصر الهليوم في جوفها. |
Raf ömrü yaklaşık sekiz saat. | Open Subtitles | حياته تنتهي تدرجيا حوالي ثمان ساعاتِ. |
yaklaşık sekiz saat. | Open Subtitles | حوالي ثمان ساعات |
- yaklaşık sekiz yıldır. | Open Subtitles | - حوالي ثمان سنوات |