| İnan bana, Bartlett'a yaklaşmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | اوكى , انا اقول لك انها الطريقه الوحيده للتقرب الى بارتليت |
| Başı derde girdiğinde ona yaklaşmanın yollarını arıyordum. Bu yüzden kampa getirttim. Ona söylemelisin. | Open Subtitles | كنتُ أبحث عن سبيل للتقرب إليه عندما تورط بالمشاكل، لذا جلبتُه إلى المعسكر |
| Bir organizasyon planlamacısına yaklaşmanın en kolay yolu bir organizasyona katılmaktır. | Open Subtitles | أسهل طريق للتقرّب من منظم حفلات، هو حضور حفل |
| Bu ona yaklaşmanın tek yolu. | Open Subtitles | أنّها الطريقة الوحيدة للتقرّب منه. |
| Fakat buna rağmen akbabalara yaklaşmanın başka bir yolu var. | Open Subtitles | ولكن هناك طريقة أخرى للأقتراب بشكل اكبر إلى النسور. |
| Öğreneceksiniz. Ona yaklaşmanın bir yolunu buldum. | Open Subtitles | ستعلم، سأجد طريقة للأقتراب منها. |
| İşte bu yüzden ateş edilebilecek kadar yaklaşmanın bir yolunu bulmalısınız. | Open Subtitles | لهذا ستجد طريقة للإقتراب بما يكفي لتفجر المكان. |
| yaklaşmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | إنّها الطريقة الوحيدة للإقتراب منهم. |
| Birlikte ona yaklaşmanın yolunu buluruz. | Open Subtitles | سنكتشف طريقة للإقتراب منها معا. |