Size elmaslar, yakutlar, safirler vs. vs. bulabileceğiniz yerleri gösteririm... | Open Subtitles | لقد وجدت مكاناً سرياً للحفر ألماس وأحجار كريمة وحتى الياقوت الأزرق موجود |
Safirler gökyüzü kadar mavi ve yakutlar, senin yanağından bile daha kırmızıymış. | Open Subtitles | كنتِ ستعثري على الياقوت الأزرق كزرقة لون السماء. والياقوت الأحمر أكثر احمراراً من خدّيكِ. |
O yakutlar gerçekse, o küpe çok kıymetli olabilir. | Open Subtitles | إن كانت أحجار الياقوت حقيقية، قد يكون قرطاً ثميناً جدّاً. |
Dostlarım için elmaslar, yakutlar, zümrütler, inciler. | Open Subtitles | ماس , ياقوت , زمرد , لألىء لجميع اصدقائى |
Mücevherden kastı Hint elmasları, Burma yakutlar ve yumruk büyüklüğünde Kolombiya zümrütleri. | Open Subtitles | عندما نقول الجواهر، نعني الماس هندي، ياقوت بورمي وزمرد كولمبي بحجم قبضة يدك. |
Geldiğim yerde, evimde bir mücevher kutumuz var, içi yakutlar, elmaslar dolu. | Open Subtitles | فى مكانى, عندنا صندوق مجوهرات مملوء بالماس والياقوت. |
yakutlar için. | Open Subtitles | لأجل الماسات. |
Burada da... yakutlar, safirler, zümrütler var. | Open Subtitles | هاهي الزمرد, الياقوت الأزرق والياقوت |
Nişan yüzükleri evlilik takıları, yakutlar... | Open Subtitles | خواتم للخطوبة أكاليل الزفاف، الياقوت الأحمر... |
Kalbimin bir nar gibi, yarılıp açıldığını hissettim sessizce küçük yakutlar, havada yaylar çizdi omzumdan sekenler Arnavut kaldırımı yola ateşböcekleri gibi saçıldılar. | Open Subtitles | أحسست بأن قلبي قد أنفتح علي مصرعية كـبذرة الرمان .. بدون صوت .. ،وبأن لآلئ الياقوت الصغيرة ..تشكل أقواس في السماء الصافية |
Kolyedeki yakutlar kan kırmızısıydı. | Open Subtitles | الياقوت الذي كان على القلاده كان احمر |
yakutlar. | Open Subtitles | الياقوت و الدماء الحمراء |
Para, yakutlar, elmaslar! | Open Subtitles | -النقود, الياقوت, الأحجار الكريمة |
Bunlar küçük yakutlar. | Open Subtitles | بِها القليلُ من الياقوت. |
Mücevherden kastı Hint elmasları, Burma yakutlar ve yumruk büyüklüğünde Kolombiya zümrütleri. | Open Subtitles | ..عندما نقولالجواهر،نعني . الماس هندي، ياقوت بورمي ... |
Elmaslar, yakutlar, zümrütler... | Open Subtitles | الماس ، ياقوت ، زمرد |
yakutlar gelecek fakat sizin panoramik pencereli toplantı salonu projesi ise hala hazır değil anladığım kadarıyla. | Open Subtitles | ( ياقوت) سيأتي! مشروع قاعة المؤتمرات ونافذتك ذات الرؤيةالشموليةليستجاهزةبعد! |
yakutlar, senin 3D pencerelerin yüzünden bütün güç devrelerinin değişmesi gerektiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | (ياقوت) قال ذلك ، "لأن كل طاقة نافذتك ثلاثية الأبعاد بحاجة إلى تغيير" |
"Altın, elmas ve yakutlar. Ayaklarınla üzerlerine basabileceksin. " | Open Subtitles | 'والذهب والماس والياقوت حتى القدمين يمكن ان يتازم عليهم |
yakutlar. | Open Subtitles | الماسات. |