| Ben de yalanımı böyle sıkı sıkıya savunmalıyım işte. | Open Subtitles | هذا هو مستوي الالتزام الذي أحتاجه الي كذبتي |
| Artık onunla konuşuyorsun. Benim yalanımı silmiş oldun. | Open Subtitles | . الآن و قد عدت تتحدثين معه مجدداً ، لقد أزلتِ كذبتي |
| O yüzden, beyaz yalanımı ortaya çıkartmayacağınıza dair bana söz verin. | Open Subtitles | لذا يجب أن تعدا بأن لا تفضحا كذبتي البيضاء الصغيرة |
| Evet ama benim edepsiz yalanımı alıp çirkin bir şeye çeviren sensin. | Open Subtitles | أجل، وأنتِ قمتِ بأخذي كذبتي السيئة وحولتهـا إلى شيئ بشع. |
| yalanımı ortaya çıkarmadığın için. | Open Subtitles | لمساندتك لى فى كذبتى |
| Yalanı benim yalanımı yansıttı ve birden, hiçbir şey hissetmemeye başladım. | Open Subtitles | السائحه الكبيره كانت تعكس كذبتي |
| Tamam, belki duymamış olabilirsin. yalanımı temizledin. | Open Subtitles | . حسناً ربما لم تكوني تستمعين لكنك أزلت كذبتي ، |
| Bu zayıf yalanımı bir arada toparlayabilecek tutkal sensin. Yarın olmaz. | Open Subtitles | انتي الصمغ الذي يجمع كذبتي المتداعية |
| June'un piyano çalamadığı ortaya çıkınca annem yalanımı anlayacak. | Open Subtitles | حينما (جـون) لن تمكّنها العزف على البيانو، أمّي ستكتشف كذبتي. |
| Lanet. yalanımı çok cazibeli yaptım. | Open Subtitles | اللعنة جعلت من كذبتي أغراء |
| Korkarım yalanımı yakaladın. | Open Subtitles | أخشى إنك كشفت كذبتي |
| İlk yalanımı söyledim! | Open Subtitles | قلت كذبتي الأولى |
| İlk yalanımı bir kahvecide söyledim. | Open Subtitles | كذبتي الأولى كانت في مقهى |
| yalanımı. | Open Subtitles | "كذبتي أنا" |
| yalanımı ortaya çıkarmadığın için. | Open Subtitles | لمساندتك لى فى كذبتى |