yalan makinesine bağlıyken bir kongre üyesini öldürüp öldürmediğin sorulduğunda bundan nasıl sıyrılacaksın? | Open Subtitles | مالّذي ستفعلهُ في اختبار كشف الكذب عندما يسألونك هل اغتلت عضو كونجرس ؟ |
Hep yalan makinesine girmek istemişimdir. Polis filmlerindeki pasta savaşına benziyor. | Open Subtitles | لطالما أردت تجربة أجهزة كشف الكذب إنها كحرب الفطائر لأفلام الشرطة |
yalan makinesine girmeni isteyeceğiz. Kabul ediyor musun? | Open Subtitles | نريد منك أن تجتاز جهاز كشف الكذب هل أنت مستعد لذلك؟ |
Bilmenizi istediğim bir şey o gençlerden yalan makinesine girmelerini istediğim. | Open Subtitles | اريدكم ان تعلموا شيئا لقد طلبنا من اولائك الشباب اخذ اختبار كاشف الكذب |
Babanı bir yalan makinesine bağlasan, ve dünyada yaşayan en iyi baba olduğunu söylese, uçuşan renklerle geçerdi bunu. | Open Subtitles | تعرف، إذا علّقت أبوك فوق إلى إختبار كشف كذب وسألت إذا هو كان أفضل أبّ هو يعبر بنجاح باهر |
Bu da onlara yalan makinesine girmeyi reddettiğin için sözleşmeyi fesh etme yetkisi verir. | Open Subtitles | والإتفاقية تُعطيهم الحق في فصلك من العمل إن رفضتِ الخضوع لكاشف الكذب |
Çünkü seni kaçıran tek şeyin azmış hormonların olduğunu anlamak için yalan makinesine ihtiyacım yok, serseri! | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى لا كاشف كذب لإخباري الشيء الوحيد... أنت إختطفت من قبل كنت ك هيجان الهورمونات، أنت شرير! |
Seni yalan makinesine bağlamak isteyebilirler. | Open Subtitles | ربما سيطلبوا منكَ أن تُجري فحص على جهاز كشف الكذب |
Babamın duruşmasında delil olarak kullanmak için yalan makinesine girmemi istiyor ama ben istemiyorum. | Open Subtitles | يريديني أن أخضع لاختبار كشف الكذب لاستخدامه كدليل في محاكمة والدي ولكنّني لا أريد ذلك |
yalan makinesine de girebilir. | Open Subtitles | هل هو كاذب أو مخطيء؟ لأنه ينوي أن يدخل أختبار كشف الكذب |
yalan makinesine girdiler, hepsi geçti. | Open Subtitles | خضعوا جميعهم لفحص كشف الكذب وتم تحري ماضيهم جميعا |
Federal ajanların yüzde 89,9'u bir yalan makinesine yakalanmaz. | Open Subtitles | من العملاء الاميركان 89.9 يمكنهم ان يخدعوا جهاز كشف الكذب |
Federal ajanların yüzde 89,9'u bir yalan makinesine yakalanmaz. | Open Subtitles | من العملاء الاميركان 89.9 يمكنهم ان يخدعوا جهاز كشف الكذب |
Bizi güvenlik sızıntısı için yalan makinesine sokuyorlar. | Open Subtitles | وستخضعين لإختبار كشف الكذب من أجل خرق أمني. |
Anayasaya göre, yalan makinesine girmeyi reddedebilirsiniz. | Open Subtitles | أتعلم، حسب الدستور يمكنك أن ترفض الخصوع لإختبار كشف الكذب. |
Çünkü insanlar sadece Bholaram Saccha'ın... yalan makinesine oturduğunu söyleyeceklerdir. | Open Subtitles | لأن الناس ستقول بأن بوهلرام ساتشا تحدي لأن يجلس علي كاشف الكذب |
Tabi ki inanacak. Seni yalan makinesine koyacağız. | Open Subtitles | أكيد سيصدقكِ ، سنضعكِ على كاشف الكذب |
Ona tecavüz edip etmediğini anlamak için yalan makinesine girmek ister misin? | Open Subtitles | تكون راغبا للأخذ a إختبار كشف كذب للإثبات بأنّك إغتصبتها؟ |
Seni uzaydan gelen yaratıkların kaçırdığını ispatlamak için yalan makinesine girmek ister misin? | Open Subtitles | أنت راغب للأخذ a إختبار كشف كذب للإثبات... أنت إختطفت بالمخلوقات من الفضاء الخارجي؟ |
Ve bu da onlara yalan makinesine girmeyi reddettiğin için sözleşmeyi fesh etme yetkisi verir. | Open Subtitles | والإتفاقية تُعطيهم الحق في فصلك من العمل إن رفضتِ الخضوع لكاشف الكذب |
Lena'nın kendini yalan makinesine sokması da buna dahil. | Open Subtitles | وهذا تضمن وجود كاشف كذب لـ (لينا) |
Eğer hepsini öğrenebilirseniz, yalan makinesine ihtiyacınız kalmaz. | Open Subtitles | الأن ، إذ تعلمتهم بالكامل ، لن تحتاج إلى كاشف للكذب |
Bildiğin gibi CIA'de görev değişikliklerinde yalan makinesine girilir. | Open Subtitles | كما تعرف تغير المناصب ف الاستخبارات يعتي مع إجراء روتيني لكشف الكذب |