"yalan söylemiş" - Translation from Turkish to Arabic

    • كذبت
        
    • لقد كذب
        
    • يكذب
        
    • سأكذب
        
    • كاذباً
        
    • كاذبا
        
    • كذبوا
        
    • كذب على
        
    • فهو كاذب
        
    • كانت تكذب
        
    • قد كذب
        
    • تكذبين
        
    • أنه كذب
        
    • وكذب
        
    • يَكْذبُ
        
    Ya bana yalan söyledin, ya da biri sana yalan söylemiş. Open Subtitles أما أنك كذبت على الآن ، أو كنت تكذب من قبل
    Eğer suçluysa bana yalan söylemiş demektir ve buna inandım. Open Subtitles فقد كذبت عليّ و أنا قمتُ بتصديقها لقد قامت بخداعي
    Annesi hayatı boyunca ona yalan söylemiş. Çocuk haklı olarak kendini geri çekiyor. Open Subtitles لقد كذبت عليه أمه بشأن والده طوال حياته الفتى لديه سبب مقنع ليتردد
    - Konuş! - Pekala, kan grubu hakkında yalan söylemiş. Open Subtitles انطقها - حسنا أمي، لقد كذب بخصوص زمرة دمه -
    Toz almayla kafayı bozmanın parlak bir gelecek sağlamayacağını kim söylediyse yalan söylemiş. Open Subtitles مهما يكن من يقول ان التفاني لن يقود الى مستقبل باهر فهو يكذب
    Doğrusu, biliyorum dersem yalan söylemiş olurum, ama söyleyeceklerim size iyilik olabilir. Open Subtitles الحقيقة تكون, سأكذب إذا قلت أني عرفت ذلك بإخباركم هذا سيؤدي إلى أي مصلحة
    Yaşı hakkında yalan söylemiş. Çocuk onu 18 yaşında sanmış. Open Subtitles و كذبت عليه بشأن عمرها، يظن أن عمرها 18 سنة
    Onlara yalan söylemiş olabilirim..., ...ama taşları kaldırma gibi bir niyetim yok. Open Subtitles حسناً ، انا ربما كذبت عليهم لكن ليس لدي نية ان اتركهم
    Sadece bir kez yalan söylemiş olsan büyütmezdim. Open Subtitles حسناً، إن كنت قد كذبت عليَّ مرة لن تكون مشكلة
    Olivia hakkında yalan söylemiş olmam beni köstebek yapmaz. Open Subtitles فقط لأنني كذبت بشأن اوليفيا فذلك لا يجعلني جاسوسا
    Evet bize öyle dedi. Para için yalan söylemiş olabilir. Open Subtitles أجل , هذا ما أخبرتنا به ربما كذبت من أجل المال
    Onuna beraber çalışan, ona yardım etmeye uğraşan kişilere bile yalan söylemiş. Open Subtitles أعني، كذبت على الناس الذين كانوا يعالجوها الذين كانوا يحاولون مساعدتها
    yalan söylemiş. yalan söylemiş çünkü çocuk istemediğini düşünmüş. Open Subtitles لقد كذبت عليك لأنها ظنت بأنك لا ترغب بالأطفال
    - yalan söylemiş. - Vengal'ı buraya getirin. Open Subtitles لقد كذب علينا،، أحضروا فينجال إلى هنا
    Hafta sonu onları ziyarete gittiği konusunda yalan söylemiş. Open Subtitles لقد كذب بشأن زيارتهم في عطله الأسبوع
    Başvurusunda yalan söylemiş yani. Open Subtitles اذن لقد كذب في طلب الوظيفة خاصته
    Çünkü Flynn bana karımın katili hakkında yalan söylemiş olsa da olmasa da kader yine de onun ölmüş olmasını istedi. Open Subtitles إما لأن فلين كان يكذب لي عن الذين قتلوا زوجتي و أو لم يكن، ومصير أراد لها قتيلا على أي حال.
    Onun, istemediği kadar yalan söylemiş olduğunu biliyordu çünkü bütün mektuplarını okumuştu. TED و كان في الواقع يقول أن هذا الرجل كان يكذب بدرجة لم يرد تصديقها، وذلك نتيجة لقراءته الرسائل.
    Bunu veya buna benzer bir şeyi yapmayı hep istediğimi söylersem yalan söylemiş olurum. Open Subtitles سأكذب لو قلت لك بأن هذا هو ما اعتقدت بأنني سأفعله أو قريب حتى مما اعتقد بأني سأفعله
    Çünkü o yalan söylemiş olabilir, fakat sonuç olarak Eric gibi kalleş değil. Open Subtitles لأنه ربما يكون كاذباً , و لكنه . على الاقل لا يطعن بالخلف كأيريك
    Sana bunun mahkeme için ne kadar önemli olduğunu söylemesem yalan söylemiş olurdum. Open Subtitles سوف أكون كاذبا عليك إذا لم أخبرك كم كانت مهمة بالنسبة للرأي العام
    Gerçeğe oldukça yakın bir düzlemde kümelenmişler. Katılımcılardan %80'i gerçekten de bu konuda yalan söylemişler, fakat hepsi azıcık yalan söylemiş. TED إنهم يتجمعون قربياً جداً للحقيقة. ما وجدناه أن ثمانيين بالمئة من مشاركينا قد كذبوا بالفعل على احدى هذه الأبعاد, لكن دائما ما كذبوا بمقدار ضئيل.
    - Belki Blue gerçek ismi değildir. - Missy'ye yalan söylemiş olabilir. Open Subtitles ـ لربّما بلو ليس إسمه الحقيقي ـ يمكن أن يكون قد كذب على ميسي
    Ne söylediyse yalan söylemiş. Open Subtitles أيا كان ما أخبركِ به، فهو كاذب
    Aslında gideceği yer konusunda yalan söylemiş. Open Subtitles في الحقيقة،أظن أنها كانت تكذب بشأن المكان الذي كانت ستذهب إليه
    Sadece bana neden yalan söylemiş olduğunu anlayamıyorum. Open Subtitles أنا فقط لا أستطيع أن أكتشف لما تكذبين علي ؟
    Onları korumak için yalan söylemiş olmalı. Onları kimse avlamasın diye. Open Subtitles لابد من أنه كذب لكي يحميهما لكي لا يحاول أحد اصطيادهما
    - Tanışmıştık, ayrıca yalan söylemiş. Open Subtitles - لقد تقابلنا، وكذب علي -
    Ya kadın adama yalan söylemiş yada adam bize yalan söylüyor, Open Subtitles أمّا كَذبتْ إليه، أَو هو يَكْذبُ إلينا،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more