"yalan söyleyecek" - Translation from Turkish to Arabic

    • سيكذب
        
    • لتكذب
        
    • لن أكذب
        
    • للكذب
        
    • ستكذب
        
    • أن يكذب
        
    • أَكْذبَ
        
    • الكذب عليك
        
    - Münazarada bu konu hakkında yalan söyleyecek. Open Subtitles سيكذب بهذا الخصوص في هذه المناظرة، كلاهما سيفعل
    Sadece tekrar yalan söyleyecek. Ona inanamazsınız tamam mı? Open Subtitles سيكذب مرة أخرى لا يمكنك تصديقه , حسنا؟
    Sanırım kendini bana yalan söyleyecek kadar çok onurlu biri sanıyorsun, ama belki de yanlış biliyorsun. Open Subtitles أعتقد أنك تعتبر نفسك نزيها للغايه لتكذب على لكن ربما تم اعلامك خطئا
    yalan söyleyecek değilim ateşli. Ama biraz garip. Open Subtitles إنه مثير , لن أكذب عليك , لكن الامر غريب.
    Bunu yapacak kadar soğukkanlıysa yalan söyleyecek kadar da soğukkanlıdır demiştin ama bu kadın unvanını, şirketini her şeyini kaybedecek. Open Subtitles لقد قلتِ إن كانت متحجرة القلب لفعلها ستكون متحجرة للكذب بشأن ذلك لكن هذه الإمرآه على وشك خسارة منصبها وشركتها
    Tabii ki yalan söyleyecek. Annesine olanları henüz anlatmamıştı. Open Subtitles بالطبع ستكذب حيال ذلك ، إنها لا تستطيع أن تخبرها بالحقيقة بعد
    Çünkü sen değildin. Tyler'ın yalan söyleyecek cesareti yok. - Hey. Open Subtitles لانه لم تكن انت و "تايلر" ليس لديه الجرأة على أن يكذب علي
    Arkamdan iş çevirecek, bana yalan söyleyecek, bana oyun oynayacak, değil mi? Open Subtitles أعرف ما سيحدث. سيذهب من وراء ظهري... سيكذب عليّ، ويخدعني، صحيح؟
    Arkamdan iş çevirecek, bana yalan söyleyecek, bana oyun oynayacak, değil mi? Open Subtitles سيذهب من وراء ظهري... سيكذب عليّ، ويخدعني، صحيح؟
    - Evet. Donut da yalan söyleyecek. Open Subtitles نعم وصاحب الدونات سيكذب
    Babası için yalan söyleyecek kadar babasını düşünüyorsa-- Open Subtitles إن كانت تهتمّ لأمر أبيها بما يكفي لتكذب من أجله...
    Bu konuda yalan söyleyecek kadar ahlaklısın demek. Open Subtitles كان يجب أن يكون لديك أدبٌ لتكذب حول تلك
    Onu korumak için yalan söyleyecek kadar aptalsan-- Alt tarafı mısır cipsi. Open Subtitles لو كنت غبياً بما يكفي لتكذب من أجله
    Romantik kısmı değil, diğer mesele. yalan söyleyecek değilim. Bu sefer ben de zıvanadan çıkmadım değil. Open Subtitles لن أكذب عليك, لكنني فعلت شيئاً جنونياً هذه المرة, نوعاً ما
    Genç olmak zordur. Size yalan söyleyecek değilim. Open Subtitles أن تكون مراهقا , هذا قد يكون صعب أنا لن أكذب عليكم
    Bana biraz saygı göster, biraz güven bana. Böyle konularda yalan söyleyecek değilim. Open Subtitles مع كامل احترامي فأنت لا تفقه شيئا لن أكذب حيال أمور كتلك
    Sana yalan söyleyecek. Şu anda bizi izliyorlar. Open Subtitles انه في طريقة للكذب عليك الاّان اٍنهم يروك الاّن
    Sana yalan söyleyecek. Şu anda bizi izliyorlar. Open Subtitles انه في طريقة للكذب عليك الاّان اٍنهم يروك الاّن
    Senin fikrini çalması, bu işi yalan söyleyecek kadar önemsediğini gösterir. Open Subtitles إنّ سرقتهُ لفكرتك تعني أنّ اهتمامهُ يدعوه للكذب
    Sadece yalan söyleyecek. Hatta onunla konuşmasak daha iyi olur. Open Subtitles ستكذب وحسب، نحن أفضل حالاً بعدم التكلّم معها
    Kate, kokain karşılığında benim için yalan söyleyecek. Open Subtitles (كايت) ستكذب من أجلي في مقابل الحصول على بعض الكوكايين
    Çünkü yalan söyleyecek kadar önemsiyorum. Open Subtitles لأنني يهتم يكفي أن يكذب.
    Size yalan söyleyecek değilim. Open Subtitles أنا لَنْ أَكْذبَ إليك.
    Ama bunu doğrulayabilecek tek kişi muhtemelen yüzüne karşı yalan söyleyecek. Open Subtitles لكن الشخص الوحيد الذي يمكنه تأكيد ذلك يمكنه الكذب عليك بكل سهولة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more