Nasıl yani? Ona karşı nazik olmak istiyorum. Sydney'yi yalancılıkla suçluyoruz. | Open Subtitles | أريد أن أكون لطيف معها نحن نتهمها بالكذب |
Orada durup adamlarımı yalancılıkla suçlamanıza izin verecek değilim. | Open Subtitles | .لن أسمح لك بأن تأتي إلى هنا وتتهم رجالي بالكذب |
Buraya nezaketen geldik ve şimdide bizi yalancılıkla mı suçluyorsunuz? | Open Subtitles | رغم معاملتكم لنا اليوم الأن تتهموا أحدنا بالكذب |
Rahatsız ettik kusura bakmayın... fakat yalancılıkla suçlandım. | Open Subtitles | آسف على الازعاج لكنني دُعيت بالكاذب |
Ama sana "Çiftçiler Almanağı(belirli bir konu üzerine yıllar içerisinde gerçekleşen tüm olayların fihristi)"ndan alıntı dahi yapsam sen beni hala yalancılıkla suçlardın. | Open Subtitles | لكن إذاً، يمكنني أن أقتبس عنك بأن للمزارعين تقويم" ولا تزال تدعوني بالكاذب" |
Uyandırılmaktan ve yalancılıkla itham edilmekten hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا يعجبني أن يتم إيقاظي ووصفي بالكاذب |
Yani, seni yalancılıkla suçladım, hâlbuki tek yaptığın hayatta isteyebileceğim en harika arkadaş gibi davranmaktı. | Open Subtitles | اتهمتكِ بالكذب عليْ... بينما كل ما كنتِ تفعليه حقاً هو كونكِ أفضل صديقة يمكنني الآمل بالحصول عليها. |
Ve sen beni yalancılıkla suçluyorsun. | Open Subtitles | وبعد بأنك تتّهمني بالكذب إليك. أنت تتّهمني بالكذب! |
Onu yalancılıkla mı suçluyorsun? | Open Subtitles | هل تتهمه بالكذب ؟ |
Beni yalancılıkla suçladın. | Open Subtitles | لقد إتهمتني بالكذب |
Beni ne cüretle yalancılıkla suçlarsın? Eski Cenic'lerimle gurur duyuyorum ben. | Open Subtitles | كيف تجرؤين بنعتي بالكاذب إنّي فخور باسم (سينك) |
Beni yalancılıkla suçladılar. | Open Subtitles | نعتوني بالكاذب |
Beni yalancılıkla suçladılar. | Open Subtitles | نعتوني بالكاذب |