Onun yalanlarının ve bahanelerinin perde arkasına ulaşarak kendisini geçmişiyle yüzleştirip gerçeği ortaya sermek için bu benim son şansım. | Open Subtitles | ،هذه هي فرصتي الأخيرة للأكشف عن قناع أكاذيبه و أعذاره لأواجهه بأمور من ماضيه . حتى أكشف الحقيقة |
Onu ve yalanlarının hepsini geride bırakmalısın. | Open Subtitles | كل ما تبقى لكِ هو أكاذيبه وخيانته |
Sanırım birine güvenmekle ilgili en büyük test yalanlarının seni korumak için olduğunu bilmektir. | Open Subtitles | أعتقد أنّه الاختبار الحقيقي للثقة بشخص ما... أن تعرف أنّ أكاذيبه سبب حمايتك |
Bazıları yalanlarının neredeyse kendilerini yakaladıklarını görebilir. | Open Subtitles | بعض الناس قد يرون أن أكاذيبهم قد لحقت بهم |
Ve kiliseyi kendi yalanlarının üstüne inşa ettiler. | Open Subtitles | وقاموا ببناء كنيسة قائمة على أكاذيبهم! |
Yalancılara yalanlarının bedelini ödet. | Open Subtitles | جعل كذابين دفع ثمن أكاذيبهم. |