Başı dertte olan kardeşlerimizi, yalanlarıyla baştan çıkartan bir hain. | Open Subtitles | الشخص الذي يغوي إخواننا وأخواتنا المضطربين بأكاذيبه. |
Başı dertte olan kardeşlerimizi, yalanlarıyla baştan çıkartan bir hain var. | Open Subtitles | هناك ثعبان بحديقتنا، والذي يغوي إخواننا وأخواتنا بأكاذيبه. |
İçimizde, yalanlarıyla kardeşlerimiz baştan çıkaran bir hain var. | Open Subtitles | هناك أفعى بحديقتنا، الشخص الذي يغوي إخواننا وأخواتنا المضطربين بأكاذيبه. |
Bebeğimi bir satranç şampiyonu olma yalanlarıyla kandırıyorsun. | Open Subtitles | تبيع كل هذه الأكاذيب لإبني لن يكون بطلاً في الشطرنج |
Seni yalanlarıyla oyalıyor, Charlie. | Open Subtitles | إنه يجعلك تدور في شبكة من الأكاذيب |
Raphael, yalanlarıyla daha çok günah işlemeden önce onları öldürecek. | Open Subtitles | رافاييل قتلهم قبل ان تحرر اكاذيبهم المزيد من الآثمين |
Raphael, yalanlarıyla daha çok günah işlemeden önce onları öldürecek. | Open Subtitles | رافاييل قتلهم قبل ان تحرر اكاذيبهم المزيد من الآثمين |
Ben Bay Dolan'ın iğrenç yalanlarıyla iyice alçaldığına inanıyorum. | Open Subtitles | أظن أن السّيد (دولان) وصل لمستويات دنيئة جديدة بأكاذيبه القذرة. |
Sun' yalanlarıyla insanları kandırıyor, | Open Subtitles | يقوم (صن) بتضليل الآخرين بأكاذيبه |
Bizi köle edenlerin yalanlarıyla incinmiş ve hüsrana uğramış birçok özgür Jaffa, inançsız ve kaybolmuş. | Open Subtitles | الكثيرون من الـ((جافا)) بلا إيمان وإرشاد.. تعرضوا للأذى من الأكاذيب والخيانة من أولئك الذين استعبدونا |
Erkeklerle ve yalanlarıyla ilgili. | Open Subtitles | عن الرجال ... و الأكاذيب. |