"yalanlarla" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأكاذيب
        
    • بالكذب
        
    • بالاكاذيب
        
    • بأكاذيب
        
    • كذبات
        
    • أكاذيب
        
    • الاكاذيب
        
    • الكذبة
        
    • بكذبة
        
    • بأكاذيبك
        
    • و صريح
        
    • اطيل
        
    Kafanı bu yalanlarla dolduran kişi, o iri Atrian mı? Open Subtitles هل ذلك الاتيري الضخم ملئ عقلك بكل هذه الأكاذيب ؟
    Neyin doğru olup olmadığını bulmak için yalanlarla uğraşmak zorunda değilim. Open Subtitles أنا لا أتعامل مع الأكاذيب لأكتشف ماهو حقيقي وماهو مذيف
    Bu yalanlarla ilgili, biri içeri girince susulan gizli saklı konuşmalarla ilgili. Open Subtitles هذا بسبب الأكاذيب والأحاديث الهامسة التي تتوقف عند دخول أحد للغرفة
    Ne zamandan beri başarısız yalanlarla iletişim denemelerin benim suçum oluyor? Open Subtitles ومتى أصبحت محاولاتُكِ الفاشلة في التواصل بالكذب
    - Pekâlâ. Sizi ifadenizin yalanlarla dolu olmasıyla itham ediyorum. Open Subtitles اقول لك الآن, ان دليلك وشهادتك عبارة عن نسيج من الأكاذيب
    Söylediğime memnunum. yalanlarla yaşayamayız. Open Subtitles أنا سعيدة لاني أخبرتهم ، لا يمكننا العيش مع هذه الأكاذيب
    10 yıl böyle geçti, yalanlarla. Open Subtitles عشت عشر سنوات من هذه المعاناة عشر سنوات من الأكاذيب..
    Onu, bir laboratuarda dizayn ettiler, şu anda sizin üzerinizde kullandığı yalanlarla beynini yıkadılar ki aileden ayrı yaşayamayasınız. Open Subtitles لقد صمموه في المختبر وقد غسلوا مخه بنفس الأكاذيب التي يملأ بها رؤوسكم... انكم لم توجدوا كفرع من عائلة
    ... ve sizin üzerinizde kullandığı yalanlarla beyni yıkandı. Open Subtitles وقد غسلوا مخه بنفس الأكاذيب التي يمارسها عليكم
    Yalnızca yeni yalanlarla onlara zaman kazandıracaksın. Open Subtitles أنت تستمر في قول الأكاذيب وتجعلهم يكسبون مزيداً من الوقت
    Sırlar ve yalanlarla uğraşacak vaktim yok. Open Subtitles أنا حقاً لا أملكُ الوقت للأسرار و الأكاذيب.
    Her gün yalanlarla ve yozlaşmayla mücadele ediyorum. Open Subtitles عليّ أن أتعامل مع الأكاذيب والفساد كل يوم. أنت تفهم، أليس كذلك؟
    yalanlarla ileri gidebiliriz ancak asla geriye dönemeyiz. Open Subtitles بإمكاننا الإستمرار للأمام بالكذب ولكننا لن نتراجع أبداً.
    Sonra aklıma bu odanın yalanlarla ve sırlarla dolu olduğu geldi. Open Subtitles ثم بدأت التفكير هكذا وكأن الغرفة كلها مملوءة بالكذب والأسرار
    Kafanı yalanlarla dolduran bu kadını dinlememelisin. Open Subtitles لا يجب ان تستمع لتلك العجوز التي تملأ رأسك بالاكاذيب
    Seni kötü bir çalışanın söylediği çirkin yalanlarla etkilemeye çalışıyor. Open Subtitles يحاول إقناعك بأكاذيب بغيضة من موظف مستاء
    O şakaları saklamak için söylenen uzun ve ustalıkla hazırlanmış yalanlarla olur. Open Subtitles ليس عبارة عن قول كذبات طويلة محبوكة باحتراف لتغطية مزحات أخرى
    yalanlarla dünyayı kurtaramazsın. Open Subtitles هذه أكاذيب لا تستطيع أن تنقذ العالم بالأكاذيب0
    Bir daha asla bu yalanlarla gelme bana. Open Subtitles لا تقول لي ابداً هذه الاكاذيب مرة ثانية
    Bence bazı kadınlar yalanlarla yaşamaktan hoşlanıyor. Open Subtitles أعتقد أنّ بعض النساء يفضلن أن يعيشوا الكذبة
    Sinir bozucu soruları cevaplama zahmetinden akla yakın yalanlarla kurtulmak mümkün. Open Subtitles إنّه سؤال بسيط، ولكم يسهل مراوغته بكذبة معقولة.
    Beni gerçekten de bu saçma sapan yalanlarla ayartmaya mı çalışıyorsun? Open Subtitles هل ستستمرين حقاً في محاولة التلاعب بي، بأكاذيبك الحمقاء؟
    - Evet! Bu ilişkiye yalanlarla başlamayacağım. Open Subtitles أجل و يجب أن أبدأ هذه العلاقة بشكل واضح و صريح
    Seni her gün yalanlarla doldurarak daha akıllı bir hale gelip gelmeyeceğini ölçtüm. Open Subtitles اطيل حياتك يوما بعد يوم لارى اذا تعقلت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more