Onun için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | عندئذ فإنّهم فى واقع الأمر يتوسلون إليكِ لفعل ذلك |
Şehrin duvarları içinde ticaret hakkı için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | يتوسلون للحق التجاري, داخل حائط المدينه. |
Ölüm çağırıyor intikam için yalvarıyorlar ve onlara kulak asıyoruz. | Open Subtitles | الموتى ينادون يتوسلون للأنتقام, ونحنُ نوافق |
Havuzun oradaki cam eşyaları kullanıyorlar ayaklarını mobilyalara uzatıyorlar ve kızlara birbirlerini öpmeleri için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | يضعون أقدامهم على الأثاث و يترجون الفتيات ان يقبلن بعضهن نعم كل الأمور التي يفترض ان تفعلها |
Sefiller! İmza başı 15 dolar için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | مجموعة فاشلين يتسولون لأخذ أوتوجرافات |
- Acımamız için yalvarıyorlar. - Acımayın. | Open Subtitles | إنهم يبكون من أجل الرحمة - لا تبدو أى رحمة - |
İçindeki herkes öldürüldü. Tuzağa düşürülmüş. yalvarıyorlar. | Open Subtitles | وكل الرجال بالداخل كانو يقتلون محاصرين , يتوسلون ,ويصرخون |
İşadamları terfileri için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | و رجال أعمال يتوسلون لترقية ما |
Onları korkularından kurtarmam için bana yalvarıyorlar. | Open Subtitles | يتوسلون إليّ لكي أحررهم من الخوف |
Ve bu hapçılar bana maç için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | وهم يتوسلون بي لكي أقيم لعبة |
Bozukluk için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | يتوسلون من أجل بعض الفكه |
Bir daha cehenneme gönderme diye sana yalvarıyorlar. | Open Subtitles | أنهم... يترجون بأن لا أرسلهم مجدداً إلي الجحيم. |
yalvarıyorlar, ağlıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يترجون و يبكون |
Kaplumbağa'nın soyması için yalvarıyorlar sanki. | Open Subtitles | ومن كأنهم يتسولون السلاحف لسرقته |
Sanki, Kaplumbağa'ya onu çalması için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | ومن كأنهم يتسولون السلاحف لسرقته |
Acımamız için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يبكون من أجل الرحمة |