Ama bunun optik bir yanılsama olduğunu biliyorum. Çünkü ay ışığı yansımıyordu. | Open Subtitles | كنت أعرف أن هذا وهم بسبب الجو العام الناشيء عن ضوء القمر |
Zaman, bir yanılsama mı, evreni anlamlı yapmak için yarattığımız? | Open Subtitles | هل الزمن هو وهم ابتكرناه لنجعل من الكون شيء منطقي |
Julian Barbour uzayın her yerde olup, zamanın bir yanılsama olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | يعتقد جوليان باربر بأن المكان موجود بكل شيء وان الزمان هو وهم |
Robotik bir yanılsama yaratmak için, bir dizi etik kural ortaya çıkardık. Bir yasa ki, bütün robotlar buna göre yaşayacaktı... | TED | لصنع الوهم الروبوتي، يجب علينا أن نشرع مجموعة من القواعد الأخلاقية دستور، تعيش جميع الروبوتات به. |
Ama biliyorsun, hayattaki diğer her şey gibi bu da bir yanılsama olabilir. | Open Subtitles | لكن، كما تعلمين، مثل كل شي في الحياة قد يكون ذلك مجرد أوهام |
Eğer bunun optik bir yanılsama olduğunu söylüyorsan, aç ve bak. | Open Subtitles | اذا كنت متأكدا هكذا من ان ما حدث كان وهما افتح هذا الباب و القي نظرة |
Birkaç düşünür ve gizemci kendi evrenimizin bile bir yanılsama olduğunu savunabilir. | TED | وعدد قليل من الفلاسفة والصوفيين قد يجادل بأن كوننا ليس سوى مجرد وهم. لذا، وكما ترون، والآن |
"Çekicilik, bakanı aldatabilecek kadar gerçek bir yanılsama, büyünün en eski çeşitlerinden biridir." | Open Subtitles | البهجة.. مُطلق البهجة هذا وهم حقيقي جداً بالنسبة لمشاهد أحمق |
Gelecek ise bir yanılsama sıradan insanın aklına girerek onu derin bir uykuya yatıran bir yanılsama. | Open Subtitles | والغد وهم الشخص الذي ينوم الرجل التقليدي مغناطيسياً إلى نوم عميق جداً |
Belki de 2008 bir yanılsama, gerçek olan 1973. | Open Subtitles | ربما عام 2008 مجرد وهم ولكن عام 1973 هو الواقع |
Yeni biri olmasındaki kafa karıştırıcı taraf bu. Sadece bir yanılsama. | Open Subtitles | ذلك هراء العقل عن المرأة الجديدة , إنه مجرد وهم |
Aslında yansımanın bir yanılsama olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ،بقرارة أعماق الماء أعلم أن انعكاس الصورة ما هو إلا وهم |
Ama Skinner bunun sadece bir yanılsama bilim öncesi saçmalıkların bir parçası olduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | و ها هو سكينر يصدمنا أن ذلك كله وهم و أنه هراء مرحلة ما قبل العلم |
Materyalistler için, ruh geçici bir yanılsamadan fazlası değildir, yanılsama, içinden çıktığı fiziksel "ağ" dan daha uzun ömürlü olamaz. | Open Subtitles | وكوخ ينتصر لهذا الرأي بالنسبة لأنصار النظرية المادية تكون الروح مجرد وهم عابر |
Fizik ve Felsefe'deki birçok insan zamanın bir yanılsama olduğunu düşünüyor, gerçekten neyin doğru olduğu en derinde, zamansızlığın en derininde, zamanın dışında saklıdır. | Open Subtitles | هناك الكثير من الناس من الفيزيائيين و الفلاسفة الذين يعتقدون بأن الزمان هو وهم هذه هي الحقيقة |
zaman bir yanılsama ya da entropinin oluşturduğu çok gerçek bir şey. | Open Subtitles | الوقت هو وهم أم أنه النتاج الحقيقي للإنتروبيا |
Ama yine aynı hikaye. Arka planı kaldırdığımızda, yanılsama geri geliyor. | TED | لكن مجدداً نفس القصة أنه إن أبعدنا الخلفية، فأن الوهم يأتي مجدداً. |
Sanki Allah üzerinde tekel kurmuş gibi bir yanılsama içinde görünüyorum. | Open Subtitles | يبدو لى اننى عانيت من الوهم بأننى احتكرت الرب |
Benim sevdiğim sihir tarzı, ki ben bir sihirbazım, teknolojiyi kullanarak yanılsama yaratan sihirdir. | TED | إذن نوع السحر الذي يعجبني، وأنا ساحر، هو السحر الذي يستخدم التكنولوجيا لخلق أوهام. |
Pornografi bir yanılsama değil seksin canlı aktarımı olmalı. | Open Subtitles | الإباحية لا ينبغي أن أن تكون وهما لكن الحياة هي انتقال الجنس |
Mevcut hava durumunu taklit edecek biçimde yaratılan bir yanılsama olabilir. | Open Subtitles | يُمكنُ أَنْ يَكُونَ وهماً صمّمَ ليُعيد إنتاج نمطَ الطقسِ الحالى |
Kutsal kitap bunların hepsinin bir yanılsama olduğunu söyler. | Open Subtitles | تَقُولُ النصوصُ المقدّسةُ كُلّ هذا وهمُ |
Bunun nasıl kıymetli bir yanılsama olabileceğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف إلى أي درجة يُمكن للأوهام أنْ تكون ثمينة. |
İşte bir kelime daha. "yanılsama." | Open Subtitles | هذه كلمة لك "تضليلي" |